16.3 C
Ankara

Toprağa düşüyor umudun kırlangıçları…

Paylaş:

Sokaklar; seslerinde çelik sertliğinde zorlama bir ton, dudağı gülümsemeyi unutmuş insanlarla dolu…

Bizi boğan bir iklimde, bir bir toprağa düşüyor umutlar, hava kırlangıç çığlıklarıyla doluyor…

Ama hepimiz biliyoruz ki, bugünlere bir durak yolculukla gelinmedi…

Bugün karnımızı ağrıtan, tatlı yaz meltemlerine benzer yalanları yediğimiz geçmişin bıldır ki hurmalarından…

Bize dokunmayan bin yaşasın dediğimiz yılanların boğazımıza kadar sarmasından…

Tabi aralarında eskinin muktedirleri de var. Hani sonradan görmüş, parayla her şeyi yapmaya mubah olduklarını ve gücü parada bulanlar…

Zevkleri modaya bağlı, duyguları sahte, düşüncelerini başkalarından ödünç alan, sevgileri de arkadaşlıkları da yapmacık insanlar…

Hani geçmişte yaptıkları seçimlerle, davul zurnayla karşıladıklarını felaket olduğundan bi haber olanlar…

Kendi dertlerinin sızıları sarınca başlarını; yalanın, hilenin, ıstırabın daha demincek farkına varan, herkesten önce veryansına duranlar. Var elbette uyananlar arasında da onlar. Onların da boğazına sarılanlar…

Ama artık fikrimizin kırlangıçları acı acı çığlık atmakta…

Evet, bizi boğan hava değil yüreğimizi, benliğimizi, tüm vücudumuzu saran işte bu seçimler sonunda gelen keder. Açlıkla, hukuksuzlukla, her güne düşen acı çığlıklarla çağlıyor coğrafya…

Yirmi yılda; yitirdiğimiz ruhun aynası, empati ve çarpan kalplerin ritmi, kayboldu insanlık, hırs ve çıkar savaşları arasında…

Özellikle son altı yılda erozyona uğrattığımız vicdan ve umuttur vurulup boylu boyunca yerde yatan…

Biliyoruz tabi, yaşamak kadar yaşatmak da hak. Bir parçacık huzur ve nefes, herkese büyük bir iyilik olacak…

Ancak; bireysel ve toplumsal, siyasal refleksizliğimiz devam ederken, söylenenler, sadece hakiki olmayan ümit kapılarını aralamak…

8 Haziran’da Diyarbakır’da yirmisi gazeteci, yirmi bir kişi habercilik mesleğini icra ederken gözaltına alındılar. Gören, duyan olmadı, toplu bir ses veren çıkmadı…

Tepkisizlik, sessizlik, haklarında bilgilere erişim engeli getirdi, dosyalarına gizlilik ve gözaltı süreleri uzatıldı. Batıda aynı meslekten bir kaç kişi hariç, görmezden geldiler. O kadar yalnız bırakıldılar…

Ana muhalefet, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları basına karşı bu baskıda sessiz kalırsa nasıl barışacaklar halkla?

Özgür ve bağımsız basının olmadığı bir ortamda özgür ve adil yarınların geleceğini zannetmek safdillik değil de nedir?

Bilin ki vaatlerinizde uçuşan umutlar, hakikilikten uzak, umudumuzun kırlangıçlarını toprağa düşürüyorlar. Yirmi yıldır fikirlerin kırlangıçları düşmüşken toprağa…

Biz karanlığı yırtıp doğursak da aydınlığı, nasıl unutacağız düşenleri bu uğurda?

Nasıl geri getireceğiz zulmün pençesinde intihara duran canları?

Nasıl iyileştireceğiz solan hayatları, geleceği karartılan gençleri, travmaya boğulan çocukları?

Enkaza dönmüş bir coğrafyadan pembe umutlar çıkar mı?

Yaşadığımız son derece kötü atmosferin içinde, toplumun gerçeğinden kopuk muhalifçilik, muktedirlerin ekmeğine yağ sürmekten başka işe yarar mı?

Görmüyor musunuz? Kan sızıyor bir halkın dinmeyen uğultusundan…

Halkı umutlarla avutmayın, gerçeklerle sarsın. Bir bahar daha görecek mecali kalmadı bu halkın…

Deyin; her şey çok güzel olmayacak. Ama el ele verirsek, karanlık aydınlığa çıkacak. İşte o zaman filizler yeniden sürgüye duracak ve geride bıraktıklarımıza, yüreklerimizde hep bir kırlangıç çığlığı olacak…

Hesap da sorulacak. Hak da alınacak…

Ancak beklemeyin halklarla barışmadan güneşin kendi başına yeniden doğmasını…

Fikirleriniz olsun, fikirleriniz çözüme, yeni bir baharı sürgüye dursun. Zira umutsuzluk çığlık atarken beynimizde, toprağa düşüyor umudun kırlangıçları bu refleksizliğinizle…

Yazar hakkında:

Safiye Özşener kimdir: 1969 Van’ da doğdu. İlk okulu Adana’da, Orta ve Lise eğitimini Van’da tamamladı. Halen, İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci. 1986-1989’da Adana’da Sabah’ta gazeteciliğe başladı. 1989-1990’da yine Adana’da Günaydın Gazetesi’nde çalıştı. 1990-1993’de Ankara, İlçe Belediyesinde Basın Danışmanlığı yaptı. 1993’de Kamu Kurumunda çalıştı. KESK/BES Sendikası İş yeri temsilciliği yaptı. Çeşitli dergi ve interaktif gazetelerde, makale ve köşe yazarı olarak mesleğe devam etti. Aynı zamanda “Şarap Rengi Bir Zaman” adlı şiiri kitabı bulunan Safiye Özşener, bir çocuk annesidir.

Safiye Özşener
Safiye Özşener
1969 Van’ da doğdu. İlk okulu Adana’da, Orta ve Lise eğitimini Van’da tamamladı. Halen, İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci. 1986-1989’da Adana’da Sabah’ta gazeteciliğe başladı. 1989-1990’da yine Adana’da Günaydın Gazetesi’nde çalıştı. 1990-1993’de Ankara, İlçe Belediyesinde Basın Danışmanlığı yaptı. 1993’de Kamu Kurumunda çalıştı. KESK/BES Sendikası İş yeri temsilciliği yaptı. Çeşitli dergi ve interaktif gazetelerde, makale ve köşe yazarı olarak mesleğe devam etti. Aynı zamanda “Şarap Rengi Bir Zaman” adlı şiir ve Diyalektiğin Kanatsız Kuşu adlı bir öykü kitabı bulunan Safiye Özşener, bir çocuk annesidir.

━ bu yazardan

Gazoz kapağı

Ülkece öyle bir hale geldik ki, kendi yaptığı Labyrinthos’tan çıkamayan Daidalos gibiyiz. Verdik ya bir kere Sarı öküzü, vermelerin; “yetmez ama evet”, “anayasaya aykırı ama...

Never again (Bir daha asla)

Bireysel ve toplumsal acılar gece nöbetleri içinde boğuluyor, karanlık içinde oturmuş ışığı bekliyoruz. Ve fakat tam da burada tıkanıyoruz. Kimsenin; duymadığı, duysa kulak arkasına salladığı,...

Irak yerin davulu koygun öter

Hayatımızın tam ortasında, dizginsiz bir zulmün yanında, dizginsiz inkârlar, yalanlar fırtınası var… Hep...

Du bakali n’olcek hal-i pür melalinden çıkmak gerek

Memleketi temelinden sallayan bir ekonomik açmaz var ve 21 yıldır bu açmazın...

3 Aralık

3 Aralık Benim Doğum Günüm. 3 Aralık 2022’yi umutla bekliyorum.. Bu hafta biraz ben,...

İnsan umutsuzluktan umut üretir sevgili Mabet Ağacı…

Yoğun umutsuzluğun sarıp sarmaladığı zamanlardayız. Öyle ki, her yerde görmek mümkün tükenmişliği. Geçenlerde...

Allah’ın Askerleri

Çocuk işçiliği sorunu, geçmişten bugüne süregelen tüm dünyanın temel sorunlarından birisi. Her ne...

Kendi kör noktalarımızdan çıkıp, hatalarımızı görme zamanı

Ülkenin dinamik toplumuyla neden anlamlı bir iletişim kuramıyoruz? Neden herkes kendi yaptığını tek...

‘Kırk katır mı, kırk satır mı?’

Doğrudur. Politikada eğer ağzınızdan çıkanları hesap edemiyorsanız, çuvallamaya başlamışsınız demektir. Ve hele aydınlığa...

Öksüz oğlan misali, kendi göbeğini kendin keseceksin…

Ufukta seçim var, kış gelmiş kapıya, vatandaşın evinde ateş var. Ama memlekette...

Akılsız dostun iyiliğinden bile korkmalı…

“Bir toplum yıkılmaya yüz tutarken önce o toplumdaki adalet kurumu çöker. Bu,...

Çeşmede merkep var mı, yok mu? Mesele bu…

Kimsenin birbirine güvenmediği, herkesin umudu kestiği, hangi dalı tutsak elimizde kaldığı bir...

━ son bir haftada

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz