22.2 C
Ankara

3 Aralık

Paylaş:

3 Aralık Benim Doğum Günüm.

3 Aralık 2022’yi umutla bekliyorum..

Bu hafta biraz ben, biraz da tarihte yolculuğa çıkıyorum..

İşte buradayım. Yıldızlı bir gecenin doğurduğu şafağın sabahında “Aralık” bırakılmış bir yerinde, bir gönül yorgunluğunda belki, annemin yorgun bedeninden altı çocuktan sonra, 3 Aralık’ ta doğmuşum ben gölgeli bir yalnızlığa..

O gün bugün sözler bile Aralık hayatımda, cümleler tamamlanmıyor. Tamamlamıyor mutluluk beni..

Hani;

“Ey masum gece!
Pencere ile görmek arasında..
Her zaman bir aralık var”

Diyor ya Sevgili Furuğ..
Görmüyor kimse beni.

Hayatım ve hayallerim hep havada asılı. Tutunduğum umutlar çoktan bıraktı. Yaşamak!
Lanetli bir yalnızlığın içinde, asil bir kıvranış benimkisi..

Dedim kendi kendime, bu 3 Aralık nemen bir tarihtir ki bana bu denli mutsuz bir hayata yelken açtırdı.

Merak etmeli, bakmalı, bu gün tarihte neler olmuş. Bu bedbahtlık bir bana mı nakş olmuş…

Ölenler, doğanlar görünce baktım ki, değeri bilinmemiş çok kıymeti insanlar hep 3 Aralık mutsuzluğunda vuruşmuş…

Geçtim dünyayı, bir bakayım ülkemde neler olmuş..

Hemen bir kaç çarpıcı başlık çekti dikkati mi:

Kurtuluş savaşı sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti arasında ve TBMM’nin uluslararası alanda imzaladığı ilk antlaşma olan Gümrü Antlaşması olmuş;

03/12/1928 Ekmek otuz para ucuzlamış;

03/12/1945 İstanbul’da Tan Matbaası gericilerin saldırısıyla yıkılmış;

1942- Zonguldak’ta bir maden ocağındaki kazada 63 işçi hayatını kaybetmiş;

1956- Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencileri dersleri boykot etmiş;

03/12/1934- Dini kisvelerle ilgili yasaklar öngören “Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun’; kabul edilmiş;

 1981- Bülent Ecevit, dört aylık hapis cezasını çekmek üzere Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’ne konulmuş;

03/12/1971- Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mümtaz Soysal 6 yıl 8 ay hapse mahkum edilmiş;

Ve elbette ismi trajik bir tamlama olarak kabul gören 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ilan edilmiş…

Engel.!!

Kalplerimizdeki atışın kusuruna bakmadan, tahammülsüzlüğümüzü görmeden, bilinçten yoksunluğumuzun farkına varmadan, duygudan, sanattan, uzak düşerek baktığımız bir dünyada bir kaç uzvunda yaralı olan insanları sarıp sarmaladığımızı zannettiğimiz gün..

Görüyorsunuz, çokta sağlıklı geçmişe benzemiyor. Yine; ekmek davası, göçükte ölen madenciler, siyasi yasaklar, tutuklamalar ve yine gerici saldırıları görmek mümkün. 

Ve tarih yolculuğumuzdan günümüz Türkiye siyasetine dönecek olursak..

28 Kasım 2022, Altılı Masa “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi’ni açıkladı.

Şimdi gözler, CHP ve Kılıçdaroğlu’nun 3 Aralık’ta yapacağı “vizyon belgesi” açıklamasında..

CHP kulislerinden aktarılanlara göre;

Genel Başkan Kılıçdaroğlu: “Çok güzel şeyler açıklayacağız. Bekleyin” diyerek işaret ettiği 3 Aralık’ta, ABD ve İngiltere’ye gerçekleştirdiği ziyaretlerdeki bilim, teknoloji, ekonomi ve finans çevreleriyle görüşmeleri doğrultusunda, yatırım ve istihdamın teşvik edileceği, “yüksek teknolojiye dayalı” bir kalkınma modeli açıklaması bekleniyor..

Şüphesiz, siyaset bilimciler ve siyasi otoriteler açıklanacak vizyonu en iyi şekilde değerlendirip, yorumlayacaklardır..

Trajik ve biraz da kendini bırakmış bir ülkede ve “3 Aralık, doğum günüm”de bana; bir bataktan çıkar gibi umudumu tazeleyecek, hayallerimi yeniden diriltecek bir ülke için ve artık gülmeyi unutmuş yorgun halkıma denizlerden taze çıkmış gülüşler getirecek bir açıklama bekliyorum..

Bir doğum günü ve bir coğrafyanın yeniden kurtuluş günü olabilecek önemdeki açıklamanın çakışması da ayrıca ne hazin…

Derin bir karanlıkla sınanıyoruz. 

Bu ülke aydınlığı ve bense, ömrümden yıllarımla beraber umutlarımı da çalan, beklediğim adaleti hak ediyorum..

Bu çakışmadan ışık belirsin istiyorum.

Kim bilir, belki de bu 3 Aralık, hem benim için; silkelenip bedbahtlıktan kurtulmanın,  yenilerin ve yenilenmelerin olacağı, şansızlığın şansla yer değiştireceği bir gün olmakla beraber, ülkenin yeni bir kurtuluş günü için, miladi önemi olur. Kim bilir…

Ben ki,  bir şarkıda ağlayabilenim. Kutluyorum kendi doğum günümü ve kutlamak istiyorum karanlıktan aydınlığa çıkacağımız günü..

Kurtuluş artık uzak bir ezgi değil, bahara doğacak yakın bir şiir olmalı..

Ama bugün benim için; yapraklar baştan başa hüzün. Ben gibi. Lanetli yalnızlığım gibi…

Ve bir yanım yok oluş gibi, bir yanım kurtuluş bekler gibi…

Tıpkı yurdum gibi…

Yazar hakkında:

Safiye Özşener kimdir: 1969 Van’ da doğdu. İlk okulu Adana’da, Orta ve Lise eğitimini Van’da tamamladı. Halen, İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci. 1986-1989’da Adana’da Sabah’ta gazeteciliğe başladı. 1989-1990’da yine Adana’da Günaydın Gazetesi’nde çalıştı. 1990-1993’de Ankara, İlçe Belediyesinde Basın Danışmanlığı yaptı. 1993’de Kamu Kurumunda çalıştı. KESK/BES Sendikası İş yeri temsilciliği yaptı. Çeşitli dergi ve interaktif gazetelerde, makale ve köşe yazarı olarak mesleğe devam etti. Aynı zamanda “Şarap Rengi Bir Zaman” adlı şiir ve Diyalektiğin Kanatsız Kuşu adlı bir öykü kitabı bulunan Safiye Özşener, bir çocuk annesidir.

Safiye Özşener
Safiye Özşener
1969 Van’ da doğdu. İlk okulu Adana’da, Orta ve Lise eğitimini Van’da tamamladı. Halen, İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci. 1986-1989’da Adana’da Sabah’ta gazeteciliğe başladı. 1989-1990’da yine Adana’da Günaydın Gazetesi’nde çalıştı. 1990-1993’de Ankara, İlçe Belediyesinde Basın Danışmanlığı yaptı. 1993’de Kamu Kurumunda çalıştı. KESK/BES Sendikası İş yeri temsilciliği yaptı. Çeşitli dergi ve interaktif gazetelerde, makale ve köşe yazarı olarak mesleğe devam etti. Aynı zamanda “Şarap Rengi Bir Zaman” adlı şiir ve Diyalektiğin Kanatsız Kuşu adlı bir öykü kitabı bulunan Safiye Özşener, bir çocuk annesidir.

━ bu yazardan

Gazoz kapağı

Ülkece öyle bir hale geldik ki, kendi yaptığı Labyrinthos’tan çıkamayan Daidalos gibiyiz. Verdik ya bir kere Sarı öküzü, vermelerin; “yetmez ama evet”, “anayasaya aykırı ama...

Never again (Bir daha asla)

Bireysel ve toplumsal acılar gece nöbetleri içinde boğuluyor, karanlık içinde oturmuş ışığı bekliyoruz. Ve fakat tam da burada tıkanıyoruz. Kimsenin; duymadığı, duysa kulak arkasına salladığı,...

Irak yerin davulu koygun öter

Hayatımızın tam ortasında, dizginsiz bir zulmün yanında, dizginsiz inkârlar, yalanlar fırtınası var… Hep...

Du bakali n’olcek hal-i pür melalinden çıkmak gerek

Memleketi temelinden sallayan bir ekonomik açmaz var ve 21 yıldır bu açmazın...

İnsan umutsuzluktan umut üretir sevgili Mabet Ağacı…

Yoğun umutsuzluğun sarıp sarmaladığı zamanlardayız. Öyle ki, her yerde görmek mümkün tükenmişliği. Geçenlerde...

Allah’ın Askerleri

Çocuk işçiliği sorunu, geçmişten bugüne süregelen tüm dünyanın temel sorunlarından birisi. Her ne...

Kendi kör noktalarımızdan çıkıp, hatalarımızı görme zamanı

Ülkenin dinamik toplumuyla neden anlamlı bir iletişim kuramıyoruz? Neden herkes kendi yaptığını tek...

‘Kırk katır mı, kırk satır mı?’

Doğrudur. Politikada eğer ağzınızdan çıkanları hesap edemiyorsanız, çuvallamaya başlamışsınız demektir. Ve hele aydınlığa...

Öksüz oğlan misali, kendi göbeğini kendin keseceksin…

Ufukta seçim var, kış gelmiş kapıya, vatandaşın evinde ateş var. Ama memlekette...

Akılsız dostun iyiliğinden bile korkmalı…

“Bir toplum yıkılmaya yüz tutarken önce o toplumdaki adalet kurumu çöker. Bu,...

Çeşmede merkep var mı, yok mu? Mesele bu…

Kimsenin birbirine güvenmediği, herkesin umudu kestiği, hangi dalı tutsak elimizde kaldığı bir...

Yara derin, yara büyük, deldi geçti sızlıyor kemik…

Değişir sistemler, çöker saltanatlar, hükümetler de gider. Gider elbet, gider de ya peki;...

━ son bir haftada

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz