13.5 C
Ankara

Yalnız, mutsuz ve üzgünüz…

Paylaş:

Bugün mutsuzluktan söz etmek istiyorum. İnsan soyunun o devasa, yatay ve dikey mutsuzluğundan. Ve yalnızlıktan…

Gitgide öz değerini kaybeden ülkemin insanlarının, ev-iş arasında daraltılmış hayatları içinde kıvrandığı o mükemmel yalnızlıktan…

Belki; adaletsizlikten, eşitsizlikten, pervasızca büyütülen şiddetli yoksulluktan yorulduğumdan, belki de gördüğüm; umutsuzca, çaresizce yalnızlaşan insanlar için cümleler dokumak istiyorum…

Güneşin bir türlü doğmadığı, çokça öldüğümüz günlerden geçiyor, hep tetikte kendi sığınaklarımız içinde yaşıyoruz.

Açlığın, intiharların, cinayetlerin ortasında nasıl da çığlık çığlığayız…

Ve artık biliyoruz ki bu ülkede “insan”, bu ülkede “kadın” olarak yaşamak ağır, çok ağır bir yük…

Sevgiye inanıyorsun; tutup inandığın yerden yalana boğuyor, kanatıyorlar seni…

Dayanışmaya umut büyütüyorsun; en fazla sosyal medya da bir iki rt, bir kaç fav’la geçiştiriliyorsun…

İnsanlık, büyük insanlık rüyana sarılıyorsun; hop, bir gencin etrafını çevreleyen, kocaman insanların ırkçı söylemlerine çarpıyorsun. “Ben bir insanım” haykırışında hüzne dalıyorsun…

Bir ışık arıyor hukuka tutunuyorsun; olmuyor, son bir kaç günde hukuk kimliğini taşıyanların, hukuku nasıl tırpanladığına şahitlik ediyorsun…

Güven duyuyorsun, vicdana bel bağlıyorsun; öylesine hudutsuz, öyle can yakıcı şeylerle karşılaşıyorsun ki kopuyor inancın, tuzla buz oluyor güven duygun…

Değerlere, dostluklara, topluma, insan ilişkilerine tutunuyorsun aklın dışlanmışlığıyla karşılaşıyorsun. Zenginliği seven, zengine ve güce yanaşan, statüye tapanlara tosluyorsun…

Anlamak; birini, birbirini, seviyi ve hüznü, olanı, biteni. Hani, insanlar arasında kurulu en sağlam köprü anlamak diyorsun, o da ne! Su köpükleri altında kalmış, bir başka ırmakta yeniden doğar mı bilmiyorsun…

Sonra bir bakıyorsun ki; milyonların içinde, çevrende yüzlerce kişi, onlarca arkadaş arasında kocaman tekil bir kalabalıktasın…

Yalnızsın…

Aynı acılardan geçip, aynı yollarda, aynı taşlara takılıp, aynı yerlerden kanadığın insanların, toplumunun içinde; kör gözler, sağır kulaklar, lâl dillere çarpmış, bir başına yalnız kala kalmışsın…

Temel insan hakları çiğnenmiş, özgürlük hırpalanmış, ilerici, demokratik düşünce zincirlenmiş, sanat, kültür örselenmiş, susmuş, kendi tekil kalabalığımız içinde boğulmuşuz.

Acıyor, acıyor insan olan her yanım, sevgim acıyor…

Çünkü; insan, mahcubiyetlerini bir ömür taşıyor. Sonradan, yapmam gerekenler vardı ama yapmadım demek ise yetmiyor, toplumlar utançlarını tarih boyu taşıyor…

Sevgiden, aşktan, değerlerden, renklerden, hakkaniyetten, eşitlikten, doğruluktan dünyası olmayan insanlar ölür, toplumlar çürür…

Bir kedi başı okşamıyor, bir yaprağa ne kadar güzel olduğunu, kalbinize iyi gelen birine iyi geldiğini söylemiyorsanız, eğilemiyorsanız bir çiçeğe su verebilmek için, hüsransınız, savrulup gidiyorsunuz…

Ve savrulup gidiyor ömür…

Bir umutsuzluk mudur bana bunları yazdıran, yoksa hukuksuzluk karşında büyüyen toplumsal huzursuzluk mudur, bilmiyorum…

Ama siz bocalaya durun, hayat bir biçimiyle günleri ardı ardına eklemek için bir yol buluyor, biliyorum.

Ve biliyorum, elbette geçer, geçecek de. Fakat bu karanlık fırtınadan çıktıktan sonra hiç birimiz fırtınaya girenle aynı insan olarak kalmayacağız…

Çünkü çürütülen değerler bir daha geri gelmeyecek, kaybedilen canlar da.

Çünkü ülke de yaşananlar ve insanlara yaşattıkları derin lodoslardan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Yitenlerden sonra geriye elimizde; üzünçler, kocaman mutsuzluklar, yalnızlıklar kalacak.

İşte buna üzülüyorum…

Yazar hakkında:

Safiye Özşener kimdir: 1969 Van’ da doğdu. İlk okulu Adana’da, Orta ve Lise eğitimini Van’da tamamladı. Halen, İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci. 1986-1989’da Adana’da Sabah’ta gazeteciliğe başladı. 1989-1990’da yine Adana’da Günaydın Gazetesi’nde çalıştı. 1990-1993’de Ankara, İlçe Belediyesinde Basın Danışmanlığı yaptı. 1993’de Kamu Kurumunda çalıştı. KESK/BES Sendikası İş yeri temsilciliği yaptı. Çeşitli dergi ve interaktif gazetelerde, makale ve köşe yazarı olarak mesleğe devam etti. Aynı zamanda “Şarap Rengi Bir Zaman” adlı şiiri kitabı bulunan Safiye Özşener, bir çocuk annesidir.

Safiye Özşener
Safiye Özşener
1969 Van’ da doğdu. İlk okulu Adana’da, Orta ve Lise eğitimini Van’da tamamladı. Halen, İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci. 1986-1989’da Adana’da Sabah’ta gazeteciliğe başladı. 1989-1990’da yine Adana’da Günaydın Gazetesi’nde çalıştı. 1990-1993’de Ankara, İlçe Belediyesinde Basın Danışmanlığı yaptı. 1993’de Kamu Kurumunda çalıştı. KESK/BES Sendikası İş yeri temsilciliği yaptı. Çeşitli dergi ve interaktif gazetelerde, makale ve köşe yazarı olarak mesleğe devam etti. Aynı zamanda “Şarap Rengi Bir Zaman” adlı şiir ve Diyalektiğin Kanatsız Kuşu adlı bir öykü kitabı bulunan Safiye Özşener, bir çocuk annesidir.

━ bu yazardan

Gazoz kapağı

Ülkece öyle bir hale geldik ki, kendi yaptığı Labyrinthos’tan çıkamayan Daidalos gibiyiz. Verdik ya bir kere Sarı öküzü, vermelerin; “yetmez ama evet”, “anayasaya aykırı ama...

Never again (Bir daha asla)

Bireysel ve toplumsal acılar gece nöbetleri içinde boğuluyor, karanlık içinde oturmuş ışığı bekliyoruz. Ve fakat tam da burada tıkanıyoruz. Kimsenin; duymadığı, duysa kulak arkasına salladığı,...

Irak yerin davulu koygun öter

Hayatımızın tam ortasında, dizginsiz bir zulmün yanında, dizginsiz inkârlar, yalanlar fırtınası var… Hep...

Du bakali n’olcek hal-i pür melalinden çıkmak gerek

Memleketi temelinden sallayan bir ekonomik açmaz var ve 21 yıldır bu açmazın...

3 Aralık

3 Aralık Benim Doğum Günüm. 3 Aralık 2022’yi umutla bekliyorum.. Bu hafta biraz ben,...

İnsan umutsuzluktan umut üretir sevgili Mabet Ağacı…

Yoğun umutsuzluğun sarıp sarmaladığı zamanlardayız. Öyle ki, her yerde görmek mümkün tükenmişliği. Geçenlerde...

Allah’ın Askerleri

Çocuk işçiliği sorunu, geçmişten bugüne süregelen tüm dünyanın temel sorunlarından birisi. Her ne...

Kendi kör noktalarımızdan çıkıp, hatalarımızı görme zamanı

Ülkenin dinamik toplumuyla neden anlamlı bir iletişim kuramıyoruz? Neden herkes kendi yaptığını tek...

‘Kırk katır mı, kırk satır mı?’

Doğrudur. Politikada eğer ağzınızdan çıkanları hesap edemiyorsanız, çuvallamaya başlamışsınız demektir. Ve hele aydınlığa...

Öksüz oğlan misali, kendi göbeğini kendin keseceksin…

Ufukta seçim var, kış gelmiş kapıya, vatandaşın evinde ateş var. Ama memlekette...

Akılsız dostun iyiliğinden bile korkmalı…

“Bir toplum yıkılmaya yüz tutarken önce o toplumdaki adalet kurumu çöker. Bu,...

Çeşmede merkep var mı, yok mu? Mesele bu…

Kimsenin birbirine güvenmediği, herkesin umudu kestiği, hangi dalı tutsak elimizde kaldığı bir...

━ son bir haftada

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz