Kendi arasında kör dövüşü yapan siyasetçiler içinde sıkıştık kaldık…
Eksik, güdük tartışmalarla araya kaynaştırarak gölgeleniyor gerçek sorunlar…
Oysa elzem çözüm bekleyen, devasa gerçek bir sorun var…
Temel gereksinimlerini dahi karşılayamaz hale gelen milyonlar var…
Anayasayla koruma altına alınmış “İnsan Hak ve Hürriyetleri”nin dahi hukukun üstünlüğüyle uygulanmayıp, gücü elinde tutanların varlıklarına göre uygulandığı, düşünmenin “değer” yaratma olduğundan habersiz, çözümden değil sorunların sürmesinden beslenen siyasilerle…
Dibe vur, nefessiz kal, ölmez de sağ kalırsan Mart 2023’e, bak gör o zaman kalkınmayı seyreyle, spekülasyonlarıyla…
Ekonomik, siyasi, insani olarak tahammülün imkânsızlaştığı yerde, halk adeta acıya yazgılı bir topluma evrildi. İnsanların sesi kalınlaştı acıyla…
Tokun açı görmediği, dolu bir hüzün, ince bir kederle, içimiz iyice daralıyor artık çözümsüzlüğün kör kuyusunda…
Ülkede; bir yanımız; yarı karanlık yarı ışık, söylemler söylemlerle, beceriksiz muhalefetle. Bir yanımız da; zehir geceyle, gerçeğin avcıları yönetenlerle…
Öte yanda kehanetlerle dolu bir labirent içinde, kör bir zaman çığlıklarıyla, nice kadının, nice yoksulun “ah”ıyla dolu…
Artık herkesin eşit olduğu yeni bir yaşam için; bütün siyasetlerden arınmış; savaşları, nefretleri, tekliği bitirmek için barışa kilitlenmiş, bu yaman yoksulluğu çözecek adil bir yaşam manifestosu belirlenmek zorunda. Çünkü artık açlık çoğunlukta…
Her şeye rağmen, umutsuz olan halk değil ama yetersiz olan muhalefet, çözümsüz olan tekli siyaset…
Elbette, elbette görüşürüz aydınlık bir mısrada, elbette buluşuruz tokluk hissinde, yarınlarda ve elbette doğru bir gün gonca verip çiçek açacak ama şimdilik herkes dilsiz, herkes sağır, herkes kör ve çatlak sesler kör kuyularda, hak arayanlar parmaklıklar arkasında…
Ve fakat kör olmayın da görün, bu böyle gitmez…
Geçin artık; gülü ve çiğdemi filan, sardunyayı, karidesi bırakın. Bilin artık ayıp olan tokluğunuz, bu kadar açlığın çığlığında…
Bırakın; 2023’ü, Mart’ı. Bu halkın bir üç ay daha dayanacak hali kalmadı. Ne yapacaksanız bugün yapın…
Çünkü kör bir kuyuda, “Açlık” çoğunlukta…
Yazar hakkında:
Safiye Özşener kimdir: 1969 Van’ da doğdu. İlk okulu Adana’da, Orta ve Lise eğitimini Van’da tamamladı. Halen, İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci. 1986-1989’da Adana’da Sabah’ta gazeteciliğe başladı. 1989-1990’da yine Adana’da Günaydın Gazetesi’nde çalıştı. 1990-1993’de Ankara, İlçe Belediyesinde Basın Danışmanlığı yaptı. 1993’de Kamu Kurumunda çalıştı. KESK/BES Sendikası İş yeri temsilciliği yaptı. Çeşitli dergi ve interaktif gazetelerde, makale ve köşe yazarı olarak mesleğe devam etti. Aynı zamanda “Şarap Rengi Bir Zaman” adlı şiiri kitabı bulunan Safiye Özşener, bir çocuk annesidir.