Medyaport’taki ilk yazı 2020’nin son günü yayımlanmıştı. COVID-19 pandemisinin şoku/bilinmezliği/etkisi/yasakları/kaosu içinde 1 yıl geçirmiş, kabahati 2020 yılında bulmuş, “bi bit 2020, bi git, bi uza” diye 2020 yılına söylemediğimizi bırakmamıştık. Kendimce, mevzunun 2020 ile bir alakası olmadığını, sorunun bizden, kendimizden kaynaklandığını anlatmaya çalışmıştım bu ilk yazıda dilim döndüğünce.[1]
Bu süre içinde, gün geldi yılları suçladık, gün geldi Coronavirüs’ü suçladık; gün geldi Çinlileri, gün geldi bilim insanlarını, gün geldi canları pahasına salgınla mücadele eden hekimleri/sağlık çalışanlarını, gün geldi aşıları suçladık da, asıl “suçlular”ı görmeyi bir türlü beceremedik.
Şu halde, 2021’den de umduğumuzu bulamadığımız kesin. En az 2020 kadar zordu zira. Salgın bütün hızıyla ve yeni varyantlarıyla sürdü. Yılın başına Delta, yılın sonuna da Omicron varyantı damga vurdu. Hız kazanan aşı çalışmaları doğrultusunda, yılın en iyi gelişmesi COVID-19 aşısının uygulanmaya başlanması idi bence ama “hikmeti kendinden menkul” “aşı karşıtları” diye bir grup var ki, ne develer ne hendekler atladı da, onlara laf anlatılamadı.
Yalnız aşı karşıtları değil ki, bir de -ki bence çok daha önemlisi- “aşı eşitsizliği” mevzumuz var. Ne diyor Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus? “Yeni varyantlara ve pandeminin uzamasına aşı istifçiliği ve eşitsizlik neden oldu” diyor. “Eşitsizlik sona ermeden pandemi de sona ermez” diyor.[2] Bu şartlarda pandeminin bitişi yıllar sürebilir. Ne diyorsunuz? Hazır mıyız, yıllar boyunca “COVIDÎ Takvim” parantezinde yaşamaya?
Elbette yalnız salgınla uğraşmadık tabii. Dünyanın pek çok ülkesinde aylar süren gündem değişikliklerinin saatler içinde yaşandığı Türkiye’de 2021 yılına damga vuran sayısız olay oldu. Kendimce önemli gördüğüm üç başlığı anacağım:
2021’in ilk günlerinde Melih Bulu diye biri Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım olarak atandı. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin 4 Ocak itibarıyla başlattığı protestolar, başta öğretim üyelerinin katılımı ve çeşitli üniversitelerden öğrencilerin, dayanışma ağlarının, toplumun çeşitli kesimlerinin desteğiyle, kararlı ve ısrarlı bir biçimde yıl boyunca sürdü. Melih Bulu gitti, yerine Naci İnci geldi. Boğaziçi, “Kabul etmiyoruz! Özgür ve özerk üniversite talebimizden, verdiğimiz mücadeleden, ilke ve değerlerimizden vazgeçmiyoruz!” diyerek bir yıldır direniyor.
Kadına yönelik erkek şiddetinin önlenmesine yönelik kritik belgelerden biri olan İstanbul Sözleşmesi, bütün kadın örgütlerinin ve geniş kesimlerin tepkisine karşın, 20 Mart 2021 tarihli bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedildi. Temmuz’da Türkiye sözleşmeden resmen çekildi ve Danıştay, sözleşmenin feshedilmesine karşı açılan davayı reddetti. Kadınlar ve örgütleri “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” talebini yıl boyunca her fırsatta ve her ortamda dile getirdiler ve mücadeleye devam ediyorlar.
Mafya lideri Sedat Peker, ilkini Nisan ayında yayımladığı ve belirli aralıklarla yayımlamayı sürdürdüğü videolarla, başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski Emniyet Müdürü Mehmet Ağar, eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım ve çeşitli isimler hakkında çeşitli ifşalarda bulundu. Bu, yenilmez yutulmaz ifşaların sonucunda hiçbir şey olmadı ama mafya liderinin yeni video yayımlamasının ve yeni açıklama yapmasının önü -şimdilik- kesildi.
En sevdiğim gazeteci-yazarlardan Eduardo Galeano, Türkçe baskısı 2004’te yayımlanan Tepetaklak – Tersine Dünya Okulu adlı kitabının girişine “tarihin en ünlü” gangsterlerinden biri olan Al-Capone’un 1931 yılında yayımlanan bir röportajından kısa bir alıntıyla başlar: “Günümüzde insanlar hiçbir şeye saygı göstermiyor. Eskiden erdem, onur, gerçek ve yasalardan oluşan bir dayanağımız vardı. Günümüz Amerikan yaşamında çürüme günden güne yayılıyor. Başka yasalara itaat edilmeyen yerde, çürüme tek yasa olur. Çürüme bu ülkenin altını oyuyor. Erdem, onur ve hukuk hayatımızdan buharlaşıp uçtu.[3]
Bir terslik var sevgili dostlar. Böyle gitmesi mümkün olmayan bir terslik var!
Ne diyordum; “COVIDÎ Takvim” parantezinde 2. yılı bitirdik, 3. yıla giriyoruz. Güle güle CS-2, umarım hoş gelirsin CS-3!
[1] https://medyaport.net/2021/01/01/coronavirus-2020nin-bittigini-biliyor-mu/
[2] https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-59840239?at_medium=custom7&at_campaign=64&at_custom4=93311FA4-6AF6-11EC-9A54-D32E16F31EAE&at_custom3=BBC+Turkce&at_custom2=twitter&at_custom1=%5Bpost+type%5D
[3] Eduardo Galeano, Tersine Dünya Okulu, Çitlembik Yayınları, 2004