19.9 C
Ankara

Bende bir şey yok kanka!

Paylaş:

Sınıf öksürük, hapşırık ve burun çekme sesinden geçilmiyordu. 10. sınıf öğrencisi A. kuvvetli bir şekilde hapşırdıktan sonra elini sıra arkadaşı B.’nin omzuna koyarak; “Merak etme kanka, bende bir şey yok” dedi.

En küçük bir semptomda çoğumuzun kapıldığı kuşku gibi, böyle durumlarda çocuklarımızın da akıllarında benzer sorular dolaşıyor olmalıydı; çünkü COVID olmadığını açıklamaya çalışıyordu: “Nereden biliyorsun dersen; babam da hastaydı, test yaptırdı, negatif çıktı.”

B.’nin yapacağı bir şey yoktu; “Tamam” dedi.

Bir-iki gün sonra B. de hasta oldu tabii ki. İki gün okula gitmedi. Test yaptırdı, negatif çıktı. Ancak “devamsızlık” yapmıştı. 2019 yılında yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre devamsızlık süresi artık takdir, teşekkür belgesi almayı, dolayısıyla öğrencinin başarı durumunu etkiliyordu.* B. bu yüzden, rapor alamadık diye hayıflanıyordu. Oysa, hızlı test olsa, bu ve buna benzer tatsız pek çok pürüz aşılabileceği gibi, okullarda COVID-19 ile mücadele konusunda basit ama etkili bir adım da atılmış olacaktı.

B.’nin, kendisi de gazeteci ve yakın arkadaşım olan annesi sordu: “Türkiye’de neden hızlı test yok?”

Vallaha bilmiyorum!

Bizde de şöyle olmuştu: Bu yıl okullar açılırken yapılan bilgilendirme toplantısında, sonuna kadar haklı olarak, en küçük bir semptom görülmesi durumunda çocuklarımızı okula getirmememiz rica ediliyordu. Zaten Sağlık Bakanlığı’nın “COVID-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi”ne göre, çocukların COVID pozitif çıkması durumunda, evden online olarak derslere bağlanmaları mümkün olabilecek, böylece ders kaybı söz konusu olmayacaktı.

COVID dışı hastalıklar dolayısıyla okula gidemeyen çocuklar ne olacaktı peki?

Onu, çocuklarda Omikron, Beta, İnfluenza vb. salgınlarının hepsi birbirine karışınca öğrendik: COVID+ nedeniyle raporlu olan çocuklar online olarak derslere katılabilir, diğer hastalıklar nedeniyle raporlu olan çocuklar katılamaz! Çocukları hasta hasta zorla derslere sokalım diye değil ama neden peki? Onu da bilemiyoruz. Çünkü hiçbir şey rasyonel değil!

Pandeminin uzun sürmesinin insanlara verdiği yılgınlık, mevsim gereği diğer infeksiyon hastalıklarının da görülmesindeki artış, gevşetilen önlemler, tutarsız uygulamalar, hatta uygulamamalar, Omikron varyantının yüksek yayılma hızı, 5-11 yaş arası çocuklarda COVID-19 aşısının dünyanın pek çok ülkesinin aksine halen Türkiye’de uygulamaya girmemesi gibi etkenler yüzünden, şimdi okullar hastalıktan kırılıyor. Hastanelerde çocuk kliniklerine dikkat ederseniz, çocuk hasta sayısındaki artışı göreceksiniz. Çocuğu olanların çoğu bizzat tecrübe etti zaten.

Şimdiii, gelelim esas mevzuyaa…

Çocuklar bu pandeminin başından beri ihmal edildi. “Hastalığı hafif atlattıkları” gerekçesiyle ilk yıl adeta yok sayıldılar. Eğitimleri, sosyalleşmeleri, fiziksel ve ruhsal sağlıkları -zaten- hiç önemsenmediği için (65 yaş üzeri grup gibi) kolayca eve kapatıldılar. Pandeminin ilk döneminde tedavi protokolünde yer almadıkları için çocuklara PCR testi bile yapılmıyordu. Böylece çocuklarla ilgili hastalık kaydı bile doğru dürüst tutulmadı.[1]

Yoksul çocuklar, göçmen çocuklar, işçi çocuklar bütünüyle sistemin dışındalar zaten. Onları gören bile olmadı.

Özetle, toplamda bu pandeminin en fazla zarar göreni belki de çocuklar oldu. Uzun vadede de pandeminin bilemediğimiz etkileri ve izleriyle çocuklar yaşayacak.

Oysa yapılacak şey çok basitti. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Okul Sağlığı Çalışma Grubu, 6 Ocak 2022 tarihinde yaptığı açıklamayla, bu konuda yapılması gerekenleri tekrarladı.[2]

En özet haliyle;

  • Uluslararası yetkili kurumlarca onaylanmış ve önerilen bir aşı ile 5-11 yaş arası çocuklara aşı hakkı verilmeli.
  • 12-18 yaş grubu için aşılama daha çok teşvik edilmeli, okul aşısı programları oluşturulmalı ve çocukların aşıya kolay ulaşması sağlanmalı.
  • Okullara hızlı testler ücretsiz dağıtılarak sınıf kapatma uygulamasından vazgeçilmeli.
  • 10 gün içinde 2 vaka çıkan sınıflarda sadece hasta çocuklar izole edilmeli ve diğer çocuklar okulda her gün test yapılarak eğitime devam edebilmeli.

Aylardır tekrarlanıyor olmasına karşın, bunların teki bile ne yazık ki yapılamadı, yapılmadı.

Ah! Bu kadar yönetim beceriksizliğini, bu basiretsizliği, bu kötücüllüğü, bu pespayeliği hiç birimiz hak etmiyoruz ama sen hiç hak etmiyorsun. Çok üzgün ve öfkeliyim kanka!

* 12 Temmuz 2019 tarihinde yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde, özürsüz devamsızlık süresinin 5 günü geçmesi halinde öğrencinin teşekkür, takdir ya da üstün başarı belgesi alamayacağı belirtiliyor.

[1] https://medyaport.net/2021/04/29/prof-dr-elif-dagli-cocuklar-pandeminin-ilk-yilinda-ciddiye-alinmadi/?doing_wp_cron=1641384163.9611420631408691406250

[2] https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=ce474e0e-6ef9-11ec-a83c-469e4684c346

━ bu yazardan

Adını da yazsaydınız!

"Adrese teslim kadro" ifadesi ne zaman günlük dilimize girdi, ne zaman bu kadar yaygınlaştı hatırlayan var mı? Kabaca bir şeyler hatırlıyorum; kesin olarak emin olduğum...

Saç teli

İnsanın canını çok yakan konularda konuşması da yazması da zor. Aslında çok...

Ankara’dan uzakta

9 yaşındaki oğlumun peşinde okul benim, spor senin, müzik hepimizin diyerek oradan...

Maymun çiçeği ve Hıfzısıhha’nın anlamı

“Evet, sayın yolcular, salgınlar çağının yeni (ara) durağı Maymun Çiçeği’ne hoş geldiniz!...

‘Şarkımızı ayakta söyleyeceğiz, zafer halkın olacak’

Şilili efsanevi müzik grubu İnti-İllimani Histórico, iki yıl önce pandemi nedeniyle ertelenen...

Camus’sal sağlık, bir imza, bir miting

Sağlık kamusal bir meseledir. Sağlığın bireysel olarak algılanmasına, toplumda öyle algılanması için...

Serbest gezen COVID dönemi

Pandemide içinde bulunduğumuz dönemin adını açıklıyorum naçizane: Serbest gezen COVID dönemi. “Tespit”imin esinini...

Derinde büyüyen sorun: COVID-19’un çocuklar üzerindeki etkisi

Belki, 10 yaşında bir çocuk sahibi olmanın verdiği “seçici algı” etkisidir bilemiyorum....

Sağlık Bakanlığı ‘ringlerden’ çekilirken

Twitleriyle meşhur Sağlık Bakanımız uzunca bir aradan sonra kameralar karşısına çıktı. Çıkmadan...

Pandemiyi usul usul ‘boşlayalım’ mı?

Üçüncü yılına girdiğimiz COVID-19 pandemisinde dünya çapında toplam vaka sayısı (13 Şubat...

Güle güle CS-2, hoş geldin CS-3

Belki de miladi takvimin sonuna gelmişizdir artık! Öyle ya, COVID-19 pandemisiyle beraber...

Gazeteci şiddetin karşısındadır!

Klasik bir yazı girişi olacak belki ama bambaşka bir konuda yazacaktım aslında....

━ son bir haftada

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz