16.2 C
Ankara

Bakalım, Türkiye Noterler Birliği Yasaları Çiğnemeye Devam Edecek mi?

Paylaş:

Merhaba,

Bu köşede yayımlanan “Türkiye Noterler Birliği, Tüm Dünyaya Meydan Okuyor” başlıklı yazımda, körlerin noterlerde yaptıkları işlemlerin geçerli kabul edilmesi için iki tanık zorunluluğunu dayatan uygulamasından söz ederek, bu tutumun BM Engelli Hakları Sözleşmesi, BM Engelli Hakları Komitesi’nin 1 nolu genel yorumu, BM Engelli Hakları Komitesinin 9 Nisan 2019 günü yayımlanan Türkiye’ye ilişkin Gözlem Sonuç Raporun, Uluslararası Noterler Birliği’nin tavsiye kararları, T.C. Anayasası, Borçlar ve Noterler Birliği Yasaları, Adalet Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlıklarının görüşleri ve Yargıtay kararları olmak üzere uluslararası ve ulusal belgelerin tamamına aykırı olduğunu söyleyerek TNB’nin bu yasadışı uygulamasında ayak dirediğini belirtmiştim. Sözlerimi “Bakalım, el mi yaman, bey mi yaman” şeklinde bitirmiştim.

Bu yazıyı kaleme aldığım günlerde Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü inisiyatif alarak sorunun taraflarını bir araya getirdiği bir çalışma gurubu oluşturdu. Çalışma gurubunun ilk toplantısı 7 Kasım 2022 günü Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün ev sahipliğinde yapıldı. Toplantıya, Hukuk İşleri Genel Müdürü Hakan Öztatar ve genel müdür yardımcılarının yanı sıra, Noterler Birliği, Türkiye Körler Federasyonu, Evrensel Görme Engelli Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği Engelli Hakları Komisyonu ve Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Derneği temsilcileri katıldılar.

Bu toplantıda öncelikle TNB başkan yardımcısı söz alarak, yaklaşımlarının gerekçelerine ilişkin uzun bir sunum yaptı. Türkiye Noterler Birliği yasasının 86 ve 87. Maddelerinin düzenleme şeklindeki noterlik işlemlerinde okuma-yazma imkanına sahip olmayanların iki tanık bulundurmasını zorunlu kıldığını, söz konusu işlemlerde iki tanık bulundurulmaması halinde noterlerin sorumluluk altına gireceklerini belirterek bu maddelerde değişiklik yapılması gerektiğine dikkat çekti. Söz alan sivil toplum temsilcileri, körlerin, okuma-yazma imkanına sahip olmayanlar kapsamında değerlendirilemeyeceklerini, zira körlerin kendilerine SMS veya e-mail yoluyla gönderilen belgeleri rahatlıkla okuyabildiklerini, böylece yapılacak işlemin içeriğine vakıf olabildiklerini, bu nedenle okuma-yazma imkanına sahip olmayanlar kategorisine dahil olmadıklarını söylediler Ayrıca, 86 ve 87. Maddelerin genel, körlerin imzaları için iki tanık bulundurulmasını onların isteğine bırakan 73 ve 75. Maddelerin körlere özgü özel maddeler olduğundan, bu maddelerin 2005 yılında, 86 ve 87. Maddelerden çok sonra yasaya girdiğinden söz ederek, Hukuk Fakültelerinde ilk öğretilen konuların başında priorite ilkesinin yani uygulama bakımından özel hükmün genel hükme önceliğinin öğretildiğini vurguladılar. Bu hususun yargı kararlarıyla pek çok kez teyit edildiğini ifade ettiler.

Hukuk İşleri Genel Müdürü, iki tanık bulundurulmasının körlerin isteğine bağlı olduğu konusunda tartışmalı bir durumun bulunmadığının, kendi görüşlerinin de bu doğrultuda olduğunun altını özenle çizdi. TNB yetkilileri, durumun anlaşıldığını belirterek konuyu 23 Kasım 2022 tarihinde yapılacak olan TNB Yönetim Kuruluna götüreceklerini, buradan alacakları kararı bir sonraki toplantıda açıklayabileceklerini bildirince, toplantı 9 Aralık gününe ertelenerek sona erdirildi.

9 Aralık toplantısına yine aynı taraflar katıldı. Ancak bu sefer TNB’yi genel başkan Emine Çağlayan temsil ediyordu. İlk söz verilen TNB başkanı, bizi çok iyi anladıklarını, soruna çözüm odaklı yaklaştıklarını, ancak 23 Kasımda yapmayı düşündükleri Yönetim Kurulu toplantısını, kendisinin korona olması nedeniyle 23 Aralık gününe ertelemek zorunda kaldıklarını açıkladı. Bu açıklama, sivil toplum temsilcilerinde hayal kırıklığı ve kaygı uyandırdı. Ayrıca, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın bir çalıştayda, tartışılan konuya temas ederek sorunun çözülmesi için yasa değişikliği yapılmasının gerektiğini söylemesi, Noterler Birliği Yönetim Kurulu’nun bakana ulaşarak onu etkilemiş oldukları yönünde bir kuşku yarattı. Zira, TNB Yönetim Kurulunun bu konuda Danıştay’da sürmekte olan bir davayı lehlerine çevirmek amacıyla 10. Daire başkanı ile görüştüklerini biliyorduk. Bu nedenle TNB, kulis faaliyetleri için zaman kazanmak mı istiyordu? Her şey mümkündü.

TNB başkanının konuşmasından sonra sivil toplum temsilcileri sırasıyla söz alıp daha önceki sunumlarını bir kez daha yineleyerek bazı kaygılarını ve güvensizlik duygularını dile getirdiler. Bu sırada, Hukuk İşleri Genel Müdür yardımcısının, kendi görüşleri belli olmasına ve bizim görüşlerimizi desteklemesine karşın henüz bakanlığın resmi görüşü olmadığını, bu nedenle Bakanlığın resmi görüşünü oluşturmak amacıyla başta Mevzuat Daire Başkanlığı olmak üzere diğer birimlerden görüş istendiğini söyleyince, kafalar büsbütün karıştı. Acaba Bakanlık daha önceki görüşünde değişiklik yapmak için bir manevra mı yapıyordu?

Ne var ki, Genel Müdür Yardımcısının bir hamlesi bu kanaatin doğru olmadığını gösterdi. Genel Müdür yardımcısı, görme engelli hukukçulardan birinin kendisine gönderilen bir belgeyi, telefonuyla okumasını rica etti. Bir arkadaşımız TNB’nin verdiği bir metnin fotoğrafını çekerek telefonuyla gayet net ve anlaşılabilir bir biçimde dinletti. Bu uygulama, toplantıda bulunan TNB yöneticilerini ve görme engelli olmayan diğer katılımcıları şaşırtmışa benziyordu. Herkes takdir duygularını ve şaşkınlıklarını dile getirdi. Özellikle Mevzuat Daire başkanı körlerin bu teknolojiyi kullanabildiklerine ilk defa tanık olduğunu belirtti. Toplantının havası büsbütün değişmişti. Ben söz alarak, TNB başkanına bir soru yöneltmek istediğimi söyledim ve şu soruyu sordum: “Adalet Bakanlığı’nın değişik birimlerinden gelen görüşler doğrultusunda oluşacak resmi görüşü, bizi destekler nitelikte olursa, TNB buna uyacak mıdır?” Bu soruyu yanıtlayan TNB başkanı Emine Çağlayan, açık ve net bir biçimde “Evet, dedi; Bakanlığın resmi görüşü söylediğiniz gibi oluşursa, biz de bu görüşe uyar ve iki tanık uygulamasından vaz geçeriz.” Ardından ben toplantı müzakerelerinin tutanak altına alınmasını ve taraflara gönderilmesini önerdim. Bu öneri kabul edildi ve yeni toplantının Adalet Bakanlığı’nın resmi görüşü belirlendikten sonra yapılmasına karar verilerek toplantıya son verildi.

TNB Yönetim Kurulu, Adalet Bakanlığı’nın resmi görüşü geldikten sonra yasa dışı uygulamasından vaz geçecek mi? Bekleyelim, görelim.

Dostça kalın.

Yazar hakkında:

Turhan İçli Kimdir: 1955 yılında Sivas’ta doğdu. 10 yaşında geçirdiği kaza sonucu kör oldu. ODTÜ Sosyoloji ve A.Ü. Hukuk Fakültesini bitirdi. Yüksek lisansını A.Ü. Sosyal Hizmet Bölümünde yaptı. 1974’ten beri örgütte engelli hakları mücadelesi içerisinde yer aldı. Altı Nokta Körler Derneği, Türkiye Körler Federasyonu ve Engelliler Konfederasyonu başkanlıkları yaptı. 15 yaşından itibaren sosyalist hareket içerisinde yer aldı. 12 Eylül zindanlarında yattı, işkenceli sorgulardan geçti. İki sosyalist partinin merkez komitesi ve CHP Parti Meclisi Üyesi oldu. Siyaset ve engelli hakları konusunda yüzlerce makalesi, araştırmaları ve 2 kitabı bulunuyor. Halen arabuluculuk ve serbest avukatlık yapıyor.

Turhan İçli
Turhan İçli
1955 yılında Sivas’ta doğdu. 10 yaşında geçirdiği kaza sonucu kör oldu. ODTÜ Sosyoloji ve A.Ü. Hukuk Fakültesini bitirdi. Yüksek lisansını A.Ü. Sosyal Hizmet Bölümünde yaptı. 1974’ten beri örgütte engelli hakları mücadelesi içerisinde yer aldı. Altı Nokta Körler Derneği, Türkiye Körler Federasyonu ve Engelliler Konfederasyonu başkanlıkları yaptı. 15 yaşından itibaren sosyalist hareket içerisinde yer aldı. 12 Eylül zindanlarında yattı, işkenceli sorgulardan geçti. İki sosyalist partinin merkez komitesi ve CHP Parti Meclisi Üyesi oldu. Siyaset ve engelli hakları konusunda yüzlerce makalesi, araştırmaları ve 2 kitabı bulunuyor. Halen arabuluculuk ve serbest avukatlık yapıyor.

━ bu yazardan

İmamoğlu Kararının anlamı: ‘Şaşkın Ördek Sendromu’

Merhaba, bu yazımda Sn. İmamoğlu için verilen hapis ve siyaset yasağı kararını...

3 Aralık Dünya Engelliler Günü Kutlanabilir mi?

Merhaba, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1981-1991 yılları arasını “Dünya Engelliler On Yılı”; bu...

Ektiğimiz Tohumlar Meyvelerini Veriyor

Merhaba, Bu yazımda sizlere Ankara’da yapılan anlamlı ve göğüs kabartıcı bir ödül töreninden...

Son terör eyleminin düşündürdükleri

13 Kasım günü İstiklal Caddesinde meydana gelen terör eylemi, toplumumuzda büyük bir...

Güç Odaklı Paradigmadan İnsan Odaklı Paradigmaya Geçiş

Merhaba, bu yazımda insanlık tarihi içerisinde güç ilişkileri bağlamında paradigma değişiklerine dikkat...

Türkiye Noterler Birliği körlerin imza sorunu hakkında dünyaya meydan okuyor

Yazıma neden böyle bir başlık attım? Zira, 17 yıldan beri körlerin imzalarının...

Sakatlık tanımına ilişkin bakış açımızı değiştirmeliyiz

Ülkemizin, sakatlık ve sakatlar konusundaki bakış açısını, köklü bir eleştiriye tabi tutmaya...

Başta Altılı Masa olmak üzere tüm muhalefet bloklarına sesleniyorum: Türkiye’yi yeniden inşa sürecinde engellileri göz ardı etmeyin!

AK-PARTİ hükümetleri döneminde, özellikle 5378 sayılı Engelliler Kanunu’nun yürürlüğe konulduğu 2005 yılından...

Ak-Parti, İktidarını Yirmi Yıldır Ne Sayede Sürdürebiliyor?

Ak-Parti, çok partili siyasal yaşama geçtikten sonra iktidarda kalabilen en uzun ömürlü...

Yoksulluk ve sakatlığın ortak toplumsal niteliği

Bu yazımda yoksulluk ve sakatlığın ilişkilerini ve ortak niteliğini ele almak istiyorum. Konumuz...

Engellilerin Siyasal Yaşama Katılma Haklarının Hukuksal Dayanakları Nelerdir?

Tüm yurttaşların yasaların yapımına ve devlet yönetimine katılma haklarını düzenleyen ilk belge...

Engellilerin siyasal katılma hakkını sınırlandıran etmenler nelerdir?

Gelir, meslek, eğitim, cinsiyet, yerleşme biçimi, göç, yaş ve sınıfsal konum gibi...

━ son bir haftada

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz