16.6 C
Ankara

Davulun sesi artık uzaktan da hoş gelmiyor

Paylaş:

İstanbul Sözleşmesi 11 Mayıs 2011 yılında Türkiye ve tarafı olan ülkeler arasında İstanbul’da görüşülerek imzalandı. Asıl adı ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’dir ancak İstanbul’da görüşülüp imzalanması nedeniyle İstanbul Sözleşmesi olarak bilinir. Bu sözleşme 1 Ağustos 2014 yılında da mecliste onaylanarak yürürlüğe girdi. İlk imzacısı olmakla övünen Avrupa Birliği ülkelerinin gözüne girmeye çalışan ve Ortadoğu ülkelerinin abisi ve hamisi olmakla gururlanarak rast geldiğine demokrasi nağmeleri dağıtan Türkiye, bugünlerde başladığı on yılın daha da gerisinde.

Geçtiğimiz hafta, Sözleşme’nin onuncu yılı olmasına ilişkin sosyal medya üzerinden kadınlar yayınladıkları videolarla taleplerini bir kez daha gündem etti. İstanbul Sözleşmesi, hayati bir önem taşıyor. İşçisinden ev kadınına, kamu emekçisinden üniversiteli gençlere kadar sahiplenilen ve “vazgeçmiyoruz” kararlığıyla elden ele yayılan talepler, bir yanıyla kadınların eşit koşullarda yaşama ısrarı. Kendi haklarının kimse tarafından ellerine verilmeyeceği bilincini, karakoldan failinin kendisinden önce eve gönderildiğiyle deneyimleyen kadınlar, artık çok daha hızlı bir şekilde yan yana geliyor. Aslında sadece kadınların değil, toplumun yüzde 80’inin vazgeçmeye niyeti olmadığı bu uluslararası sözleşme, siyasal iktidarın ayağına fazlaca dolandı.

İstanbul Sözleşmesi’nin önemi de burada devreye giriyor. Şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması, suçluların kovuşturulması ve cezalandırılması konusunda bizzat devlete ve kurumlarına görev yükleyen, sağlanmadığı noktada da uluslararası düzeyde yargılanmanın önünü açan bu bütüncül tedbirlerin sorumluluğunu AKP hükümeti ve ittifakları almayı reddediyor. Kadınlar ise her gün üçer beşer katledilmeye, çocuklar istismar edilmeye devam ediyor. Şiddete uğrayan kadınlar güvenlik güçlerine başvurduğunda “hepinizin başına bir polis dikemeyiz” yanıtı aldıklarında, her mahalle arasında görevlendirilen bekçiler; 1 Mayıs afişleri söküp, çekirdek çitleyerek mesai harcıyor. Yıllar yılı güvenliğe harcanan paradan da insan gücünden de nasibini alamayan kadınların kuru laflara karınları çoktan doydu.

Yeri geldiğinde “kadına yönelik şiddete sıfır tolerans” diye ahkam kesen iktidar temsilcileri, kadınlara yaşarken sadece ‘analık’, ölünce de ‘cennet’i göstermekten ileriye gidemedi. İktidarda kalmanın bedelini artık cemaat ve tarikatlara yaslanmakta bulan bu kara düzenin meyveleri, en çok da kadınların canını almaya devam ediyor. Pandemi ile önlemi taciz ve tecavüzcüleri, mafya çetelerini toplumun arasına salmakta bulan, İstanbul Sözleşmesi’ni fesh edip yerine İnsan Hakları Eylem Planı diye bir dizi madde sunan ve açıkladığı andan itibaren de her yeni gün bir insan hakları ihlaline imza atan devletliler; katilleri, kadınları, çocukları tek bir torbanın içine koyup kendilerini kurtarma ve ceplerini doldurma peşindeler. İronik ama işin modası da bulundu! Artık saldırganlar “Ben devletim” diye suç işliyor ve tehdit ediyor.

Çılgın projeler, duble yollar, TOKİ betonları, yandaş zengin etme çabaları ve aya yolculuk derken; kadınları, çocukları ve toplumun eşit bir şekilde yaşama talebini hiçe sayan bu düzen aynı hızla baş aşağı gidiyor. Yıllar yılı acıyla karışık deneyimlediğimiz mücadele birikimleri hepimize çok şey kattı. Artık davulun sesi hiçbirimize uzaktan bile hoş gelmiyor. Pandemi ile mutasyonları tartıştığımız bir dönemde evrimi ilkokul kitaplarından çıkaran, kadınlara AKP iktidarında özgürlükler sunulduğundan bahsederken toplumsal cinsiyet eşitliği kelimesine dahi tahammül edemeyen ve yine derslerde okutulmasını engelleyenler de kadın hareketinden, mücadelesinden çok şey öğrenecek.

Burcu Yıldırım Kimdir?

Hacettepe Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Aynı üniversitede Kadın Çalışmaları Topluluğu (HÜKÇAT) kuruluş çalışmalarında yer aldı. Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları Bölümü’nde yüksek lisansa başladı ancak birçok hocası, Barış Bildirisi’ne imza attıkları gerekçesiyle ihraç edilince bölümünü tamamlayamadı. Öğrenciliği döneminde ve sonrasında 5 yıl boyunca Evrensel Gazetesi ile Ekmek ve Gül’de; bir süre de Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nde çalıştı. Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Çocuğun İnsan Hakları Ödülü ve Ankara Tabip Odası ödülü, İstanbul Tabip Odası “Gazete-Haber Araştırma Ödülü”, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi “Koruma Alanında Emre Madran Ödülü” sahibi. Halen basın danışmanı olarak görev yapıyor.

Burcu Yıldırım
Burcu Yıldırım
Hacettepe Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Aynı üniversitede Kadın Çalışmaları Topluluğu (HÜKÇAT) kuruluş çalışmalarında yer aldı. Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları Bölümü'nde yüksek lisansa başladı ancak birçok hocası, Barış Bildirisi'ne imza attıkları gerekçesiyle ihraç edilince bölümünü tamamlayamadı. Öğrenciliği döneminde ve sonrasında 5 yıl boyunca Evrensel Gazetesi ile Ekmek ve Gül'de; bir süre de Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nde çalıştı. Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Çocuğun İnsan Hakları Ödülü ve Ankara Tabip Odası ödülü, İstanbul Tabip Odası “Gazete-Haber Araştırma Ödülü”, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi “Koruma Alanında Emre Madran Ödülü” sahibi. Halen basın danışmanı olarak görev yapıyor.

━ bu yazardan

Isrardaki gerçeklik

İstanbul Sözleşmesi’nin feshi ile başlayan ve kadınların her alanda daha yüksek sesle...

Kimin rengi kalacak?

Son yıllarda yaşadıklarımızın peşine düşmek ve bir şekilde hesabını sorma çabasıyla içimizde...

‘Adalet İstiyoruz’ nicelerimiz adına!

Adalet kavramı, ülkemizde ihtiyacı olanın da talep edenin de erişemediği bir olgu...

Tutunup kök salma inadı sadece erkek şiddetine karşı olmayacak

8 Mart hazırlıkları, ülkenin her yerinden irili ufaklı baş gösteriyor. Pankartlar, dövizler,...

Ölmediyseniz ‘Alo’ deyin

Gündem, her zamanki gibi olabildiğine yoğun. Devlet yetkililerinin halkın bir tekini düşünmeden...

Can Suyu

Her gün ama her gün suç işlenen bir ülkede, adalet aramak boynumuzun...

Adalet Sırası Kadınlara Ne Zaman Gelecek?

Burcu Yıldırım Yıllardır içimizi rahatlatacak haberlere hasretiz. Çok görmüş geçirmiş sayılmam...

Haklarını birbirine teslim eden kadınların hesabı

Burcu Yıldırım Öncelikle sözümüzün çoğalmasına imkan oluşturduğu ve buradan seslenmeme...

━ son bir haftada

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz