14.6 C
Ankara

Kimin rengi kalacak?

Paylaş:

Son yıllarda yaşadıklarımızın peşine düşmek ve bir şekilde hesabını sorma çabasıyla içimizde biriken öfke, bizi geri koymasın. Neredeyse bu dilek ve temenni ile bitirmediğim bir gün olmuyor.

Devletin gücü’nü öğrencilerin boğazına yapışmakla görev bilen ve çıplak arama gerçeğini iktidarın yüzüne boca eden Gergerlioğlu’na neredeyse nefes aldırmayan siyasetin güncesi, elini ayağına çoktan doladı. Milletvekillerinin yaptığı açıklamaya göre doktorlara baskı yapılarak apar topar hastaneden hapishaneye taşınan Gergerlioğlu’nun artık kendisiyle uğraşmak nafile. Çünkü kralın çıplak olduğunu hem de doğru dürüst TV kanalına bile çıkmadan kendi sosyal medya hesaplarından yaptığı yayınlarla gösterdi.

Gelelim, Boğaziçi öğrencilerine ve eylemlere destek verenlere. İntihallerle dolu hayatını bir daha ne Melih Bulu düze çıkaracak ne de üniversitenin kapısına kelepçe vuran otorite halka mağdur edebiyatı yapabilecek.

Bunun yanında, söz konusu biraz daha köşeli konular olunca Kaf Dağı’nın ardına çekilen muhalefet ise kendini nasıl var edecek merak konusu. İlk seçimlerin hesabı yapılırken özellikle genç kuşakların oylarının belirleyiciliği tartışılırken, gençler sadece adalet talebini yükseltmiyor takipçisi de oluyor. Sonuç olarak bugün kendilerine sağlanmayan adaletin yarın kimseye faydasının olmayacağının farkındalar. Daha okulu bitirmeden binlerce liralık kredi borçları omuzundayken ve mezun olunca İŞKUR kuyruklarında bilmem kaçıncı metrede saatlerini geçirirken deneyimliyorlar olanı ve olması gerekeni. İşin kötüsü emek sömürüsü mevzu bahis olunca işin rengi daha da netleşiyor. Daha çok çalıştırmak ve daha fazla para kazanmak gündeme gelince iktidarı muhalefeti tek cephede toplaşırken, bu tarafa da safları sıklaştırmak kalıyor. Dolayısıyla, sadece partilerin birbirlerine karşı yanlışlarını kullanıp oy kaygısı ile hareket etmek de artık çağın gerisinde kaldı.

Şimdi sıra renklere sıkıştırılan ‘vatan sevgisi’nde. Zira ne hoşa gitmezse oradan ‘terörist’ oluyorsunuz. Normal şartlarda absürt komedinin konusu olacak mizansenleri gün içinde defalarca yaşamaktan bıktık. Hayal kuramayan gençler, umudunu refah içinde yaşamaktan çoktan kesmiş bir halk ve bütün bunların içinde gökkuşağı renkleriyle kafayı bozmuş, etrafında fır dönen sıkı bir ‘güvenlik’ içerisindeyiz.

Sözü ODTÜ merdivenlerine getireceğim. Nefret ve şiddet söylemlerine karşı merdivenleri gökkuşağı renklerine boyayan öğrencilerin ardından okul yönetimi, merdivenleri griye boyadı. Öğrenciler tekrar boyayınca bu sefer de yönetim, merdivenleri kırmızı beyaza boyadı. Çağın koşullarına uygun yerli ve milli merdivenler hepimize hayırlı uğurlu olsun… Artık öğrencilerden gelecek her bir fırça darbesi vatanın kemiklerini sızlatma ile eşdeğer sayılacak! Merdivenin rengi kadar memleketin geleceğini dert etmeyen, gençliği kadar geleceğini de harcayan bu sistemin tüm boyası döküldü. Şimdi sıra, istese de mevki ve makamını dert etmeyecek İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karşı barikatın en önünü, kampüslerin kapılarını tutmuş; iş yerlerinin mobbing zırhına, evlerinin kutsal ailesine “hayır” diyen genç kadınlarda. Çünkü kafanızı nereye çevirseniz hayatın köşe başını tutan en canlı renkleriyle oradalar. İyi olan kazansın.

Yazar Hakkında:

Burcu Yıldırım Kimdir?

Hacettepe Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Aynı üniversitede Kadın Çalışmaları Topluluğu (HÜKÇAT) kuruluş çalışmalarında yer aldı. Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları Bölümü’nde yüksek lisansa başladı ancak birçok hocası, Barış Bildirisi’ne imza attıkları gerekçesiyle ihraç edilince bölümünü tamamlayamadı. Öğrenciliği döneminde ve sonrasında 5 yıl boyunca Evrensel Gazetesi ile Ekmek ve Gül’de; bir süre de Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nde çalıştı. Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Çocuğun İnsan Hakları Ödülü ve Ankara Tabip Odası ödülü, İstanbul Tabip Odası “Gazete-Haber Araştırma Ödülü”, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi “Koruma Alanında Emre Madran Ödülü” sahibi.

Burcu Yıldırım
Burcu Yıldırım
Hacettepe Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Aynı üniversitede Kadın Çalışmaları Topluluğu (HÜKÇAT) kuruluş çalışmalarında yer aldı. Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları Bölümü'nde yüksek lisansa başladı ancak birçok hocası, Barış Bildirisi'ne imza attıkları gerekçesiyle ihraç edilince bölümünü tamamlayamadı. Öğrenciliği döneminde ve sonrasında 5 yıl boyunca Evrensel Gazetesi ile Ekmek ve Gül'de; bir süre de Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nde çalıştı. Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Çocuğun İnsan Hakları Ödülü ve Ankara Tabip Odası ödülü, İstanbul Tabip Odası “Gazete-Haber Araştırma Ödülü”, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi “Koruma Alanında Emre Madran Ödülü” sahibi. Halen basın danışmanı olarak görev yapıyor.

━ bu yazardan

Davulun sesi artık uzaktan da hoş gelmiyor

İstanbul Sözleşmesi 11 Mayıs 2011 yılında Türkiye ve tarafı olan ülkeler arasında...

Isrardaki gerçeklik

İstanbul Sözleşmesi’nin feshi ile başlayan ve kadınların her alanda daha yüksek sesle...

‘Adalet İstiyoruz’ nicelerimiz adına!

Adalet kavramı, ülkemizde ihtiyacı olanın da talep edenin de erişemediği bir olgu...

Tutunup kök salma inadı sadece erkek şiddetine karşı olmayacak

8 Mart hazırlıkları, ülkenin her yerinden irili ufaklı baş gösteriyor. Pankartlar, dövizler,...

Ölmediyseniz ‘Alo’ deyin

Gündem, her zamanki gibi olabildiğine yoğun. Devlet yetkililerinin halkın bir tekini düşünmeden...

Can Suyu

Her gün ama her gün suç işlenen bir ülkede, adalet aramak boynumuzun...

Adalet Sırası Kadınlara Ne Zaman Gelecek?

Burcu Yıldırım Yıllardır içimizi rahatlatacak haberlere hasretiz. Çok görmüş geçirmiş sayılmam...

Haklarını birbirine teslim eden kadınların hesabı

Burcu Yıldırım Öncelikle sözümüzün çoğalmasına imkan oluşturduğu ve buradan seslenmeme...

━ son bir haftada

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz