19.9 C
Ankara

Amasra faciasının yasal sorumluları

Paylaş:

Her maden faciasından sonra kamuoyunun artan hassasiyeti sonucu olayın şüphelileri hakkında hızla davalar açılır, tutuklamalar yapılır ve bir süre sonra her şey unutulur, gider.

Hukuk sistemimiz bu tür olayları derinlemesine irdelemeye uygun olmadığı için faciaların gerçek nedeni ve sorumluları ne yazık ki ortaya çıkarılamaz. Bu durum dün böyleydi bugün de aynı.

Anayasa’ya göre ülkemiz “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” Tüm yasal düzenlemeler anayasa, yasa, yönetmelik hiyerarşisine göre yapılır ve uygulanır.

Anayasa Madde 49 – “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. (Değişik fıkra: 3/10/2001-4709/19 md.) Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.”

Anayasa’ya göre devletin, “çalışanları korumak” gibi bir görevi bulunmaktadır.

Ayrıca, Anayasa’nın 168. maddesi “Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir….” şeklinde başlamaktadır.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın İşverenin genel yükümlülüğü başlığı kısmında;

Madde 4 – (1) İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;

a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.

b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.

c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.

ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.

d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.

(2) İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.

(3) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez.

(4) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz.

Yine İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nde; “İşveren, işle ilgili her konuda işçilerin sağlık ve güvenliğini korumakla yükümlüdür” denilmektedir.

Görülmektedir ki mevzuat, işçilerin sağlık ve güvenliğinden devleti ve işvereni öncelikli olarak sorumlu kılmıştır.

14 Ekim 2022 tarihinde Bartın – Amasra’da, bir kamu kurumu olan Türkiye Taş Kömürü Kurumu Genel Müdürlüğü’ne (TTK) ait yeraltı kömür işletmesinde grizu patlaması sonucu 42 işçi hayatını kaybetmiştir. Bu işletmenin işvereni; ilgili kamu kurumudur, bakanlıktır, devlettir. Mevzuat gereği, sorumlular açıkça bellidir: Yükümlülük işverendedir.

TTK, Eneri Bakanlığı’na bağlı bir kamu kurumudur. Tüm kadro atamaları, yatırım programları, işleyişle ilgili makro plânlamaları Bakanlık tarafından yapılır. Programlanan tüm işlemler Bakanlık onayıyla yürürlüğe girer.

Kamu adına yapılan maden denetimleri ise, Çalışma Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı tarafından yerine getirilir. Bu denetim yükümlülüğünün ne kadar yerine getirildiği özellikle sorgulanmalıdır. Bilirkişi ön raporunda da bu eksiklikler açıkça dile getirilmiştir.

Kamuda yetki ve sorumlulukların nasıl kullanılacağı, yetki devrinin nasıl yapılacağı açıkça belirtilmiştir. Kamu yönetimi alanında “yetki devri”, kamu yöneticilerinin Anayasa, kanun, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden kaynaklanan yetkilerinin bir kısmını, sınırlarını yazılı olarak belirlemek kaydıyla aynı örgüt içinde alt kademelere devretmeleri olarak tanımlanır.

Yetki devrinde, sorumluluğun yetki devredilene geçmesi genel hukuk kuralıdır. Buna karşılık kanunlarda sorumluluğun devredenden ayrılmayacağına dair hükümler, üstün de sorumluluğunun devam edeceğini gösterir.

Uzman görüşlerine göre, “Bakan ve her kademedeki Bakanlık ve kuruluş yöneticileri gerektiğinde, sınırlarını yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilir. Ancak, yetki devri, yetki devreden amirin sorumluluğunu kaldırmaz.” denilmekte.

Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere sorumluluk, hiyerarşik olarak en üst kademeden başlayarak aşağıya doğru inmektedir. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği de yetki ve sorumluluk oranında tahkikat yürütülmelidir. Amasra faciası ile ilgili soruşturma ve kovuşturmanın da bu doğrultuda yapılması uygun olacaktır.

Oysa, tüm iş kazalarında en alttakiler asıl sorumlu gibi görülmekte ve hesap sorulmaktadır. Elbette ihmali olan herkesten hesabı sorulmalıdır ancak yetki ve sorumluluk silsilesine göre yapılacak uygulama daha adil olacaktır.

Bugüne kadar yaşanan örnekler böyle olmamıştır, umalım bu kez farklı olsun…

Yazar hakkında:

Mehmet Torun kimdir:1956 yılı Giresun – Eynesil/ Ören köyü doğumlu. Babasının maden işçisi olması nedeniyle liseyi ve üniversiteyi Zonguldak’ta okudu. 1980 yılı ZDMMA Maden Bölümü mezunu. Maden işçiliği yaparak üniversiteye devam etti. Türkiye Kömür İşletmeleri’ne ( TKİ) bağlı müesseselerde ocak mühendisliğinden işletme müdürlüğüne kadar değişik görevlerde bulundu. 2021 yılı sonunda müşavir kadrosundan emekli oldu.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası ve TMMOB’nin organlarında görev aldı. Evli, 2 kız çocuğu babası ve 3 torun dedesidir.

Mehmet Torun
Mehmet Torun
1956 yılı Giresun – Eynesil/Ören köyü doğumlu. Babasının maden işçisi olması nedeniyle liseyi ve üniversiteyi Zonguldak’ta okudu. 1980 yılı ZDMMA Maden Bölümü mezunu. Maden işçiliği yaparak üniversiteye devam etti. Türkiye Kömür İşletmeleri’ne ( TKİ) bağlı müesseselerde ocak mühendisliğinden işletme müdürlüğüne kadar değişik görevlerde bulundu. 2021 yılı sonunda müşavir kadrosundan emekli oldu. TMMOB Maden Mühendisleri Odası ve TMMOB’nin organlarında görev aldı. Evli, 2 kız çocuğu babası ve 3 torun dedesidir.

━ bu yazardan

100 Bin Kişiydiler

Tarih: 4 Ocak 1991, 32 yıl önce bugün Türkiye işçi sınıfı tarihinin en büyük eylemlerinden biri olan “Madenci Yürüyüşü” başladı. Bu noktaya gelene kadar...

“Off Günü”nde derin bir of çekmek…

Toplumdaki tüketim alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte hizmet sektörü hızlı bir gelişme gösterdi. Devasa alışveriş merkezleri günlük yaşamın bir parçası oldu. Özellikle salgın sürecinde evlere kadar...

İşin sağlığını düşünenler, İşçinin sağlığı nerede?

Çoğu zaman kullanılan dil; niyeti, hedeflenen amacı ortaya koyar. 2012 yılında çıkarılan...

Madenciyi kim koruyacak?

Rivayet odur ki; Roma İmparatorluğu zamanında babasının gazabından kaçarak, madencilerin çalışmakta olduğu...

Amasra Kömürünün Hazin Hikayesi

Çoğumuz Amasra’yı Çeşm-i Cihan (Dünyanın göz bebeği) olarak bilir. Tarihiyle, eşsiz manzarası...

Amasra faciasının asıl sorumlusu havza madenciliğinden vazgeçen siyasi iktidardır

14 Ekim 2022 tarihinde Bartın-Amasra’da Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait yeraltı kömür...

Karaelmas

“Yine bir kömür kütürdedi sobada kayıp bir madencinin kalbi rast geldi atıverdi sıcak odada” Sunay AKIN                                                                                                                                                    Karası...

İş kazası mı, iş cinayeti mi?

Toplumsal hafızamız çok zayıf nedense. Yaşananlar kısa sürede unutulmakta. Son yaşanan Amasra...

Yukarıda açlık var, aşağıda ölüm

Madenlerde ilk gaz algılaması, kafasında uzun bir fitil yanan ve omuzlarına ıslak...

━ son bir haftada

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz