Türkiye seçim sathı mahalline girdi.
Bir millet, demokrasilerin o muhteşem hesap gününü bekliyor.
Ülke yangın yerine dönmüş. Çarşıda-pazarda, yolda-otobüste-uçakta, evlerde-iş yerlerinde milletin konuştuğu tek konu var: Hayat pahalılığı.
Faturalar katlanarak artıyor. Pansuman müdahaleleri hiçbir şeye çare olmuyor.
“KDV’yi indirdim… Bilmem ne payını almayacağım” gibi açıklamalar hiçbir şeyi değiştirmiyor.
İnsanlar araçlarına binemez, çarşıya-pazara çıkamaz hale geldi. Evlerde elektrik kullanmaktan korkan, doğalgazın vanasına dokunamayan bir millet olduk.
Nereye giderseniz gidin, herkesin dilinde faturalar, hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk yakınmaları…
Bu yürekleri yakan, sinirleri geren tablo karşısında ülke gerçeklerinden kopmuş, hala çifte maaşlar alabilen, saraylarda yaşayabilen, giderayak ihale kotarmaya çalışan bir iktidar gerçeği var karşımızda…
Aslında hepimizin bildiği ve bizzat yaşadığı şeyler bunlar ama söylemek istediğim başka…
Bir haftalığına Ordu’daydım. Karadeniz malum AKP’nin oy potansiyelinin yüksek olduğu bir bölgemiz.
Yukarıda yazılanların hepsi her ilde, her ilçede ve memleketin bütün köylerinde aynen yaşanıyor…
Yakınmalar aynı, tepkiler aynı… Sitemler, küfürler havada uçuşuyor… İnsanlar inanın bana çok dolmuş durumda… Patlamaya hazır bir yanardağ gibi…
Kendisine bu sıkıntıları yaşatan mevcut iktidara karşı doğal olarak tepkiler zirvede. Konuşmalarda ister istemez konu seçimlere ve hangi partiye oy vereceksiniz noktasına geliyor…
İşte burası en can alıcı nokta…
Ne beklersiniz böylesine yakınan ve tepkili insanlardan?
Muhalefete oy vereceğini söylemesini beklersiniz değil mi?
Yanıt karşı bir soruyla geliyor: Peki kime vereceğiz?
Benim son aylarda en sık duyduğum yanıt bu: Peki kime vereceğiz?
Elbette her partinin bir kemik oyu var. AKP, CHP, İyi Parti, HDP, MHP, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Deva Partisi veya Demokrat Parti fark etmiyor.
Burada konuştuğumuz artık AKP’den ya da MHP’den ümidini kesmiş kararsız seçmenler. Şunu söylüyorlar: Tamam mevcut iktidar bizi yaktı, ülkeyi büyük sıkıntıya soktu; hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk canımıza tak etti. Tamam da kime oy vereceğiz?
Bakınız bütün samimiyetimle, objektif olmaya çalışarak izlenimlerimi paylaşıyorum.
Hala bu ortamda bile yarın sandığa gidecek seçmen, “Peki kime oy vereceğiz?” diye soruyorsa burada ciddi bir sorun var demektir.
Muhalefet açısından hala kitleleri ikna etmede ciddi bir sorun var.
“Erdoğan gidecek, biz her şeyi çözeceğiz…” demek kitleleri ikna etmiyor.
İnsanlar sorunlarının çözümü için akılcı projelerle ortaya çıkılmasını bekliyor.
Bir an önce kitlelerin bu sorusuna yanıt verecek adımlar atılmalıdır…