19.2 C
Ankara

Vahşi madencilik kıskacındaki ‘Lapseki’

Paylaş:

Bu kez haber Lapseki’den geldi… Birgün’den Gökay Başcan’ın haberinden öğreniyoruz ki, Nurol Holding’e ait TÜMAD madencilik şirketinin Lapseki’deki kapasite artışına tüm itirazlara rağmen onay verilmiş. Şirket şimdi de çoğu ormanlık alan olmak üzere, 600 futbol sahası büyüklüğündeki araziyi yutmaya hazırlanıyor.

Köylerin, köylülerin bir önemi yok artık… Biri güç bela kovuluyor, öteki saldırıyor; birini durduruyorsun, öteki başlatıyor… Durmuyorlar, bıkmıyorlar, utanmıyorlar…

Ezcacıbaşı kenara çekilmiş, meydanı Nurol’a bırakmış. Köyler, tarım alanları, Lapseki’nin kendisi tehdit altında…

Bugün TÜMAD’ın kapasite artırarak genişlediği alan, aslında Eczacıbaşı Holding’e aitti. Anlaşılan Eczacıbaşı, “Sen zaten burada düzeni kurmuşsun, burayı da sen hallet” demiş.

Bölgede meyvecilik ve tarımla geçimini sağlayan vatandaşlar endişelerini ve itirazlarını dile getiriyor ama dinleyen kim. “Paris İklim Anlaşması”nı imzalayan ve “Yeşil Kalkınma Devrimi” ilan eden Türkiye’nin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, “ÇED Olumlu” kararını anında vermiş.

Çıkarılan cevher, bitişiğindeki TÜMAD’a ait Lapseki Altın Madeni’ne taşınacak. Cevher burada siyanürle, sülfürik asitle ve bilumum kimyasalla işlenecek.

Binlerce ton dinamit patlatılacak maden ocağının çevresinde ise yerleşim yerleri, su kaynakları ve koruma alanları bulunuyor. Eczacıbaşı’ndan devralınan yeni maden sahası, Şahinli köyüne 1 kilometre, Bayramdere Barajı’na 1 kilometre; Mutlak Mesafeli Koruma Alanı’na ise sadece 700 metre uzaklıkta.

DEVLETİN “KORUMASI” ALTINDAYDI

Nurol Holding’in 2017 yılında çalışmaya başlayan Lapseki’nin tepesinde kurduğu siyanürlü altın madeninin hikâyesi de ilginç. Çünkü maden, Şahinli ve Kocabaşlar köylerini besleyen su kaynaklarının bulunduğu ormanların tam üstüne inşa edildi. Aslında bölge devlet tarafından “koruma alanı” ilan edilmişti. Ancak Nurol’un maden şirketi TÜMAD, pınarlardaki suyun, yani bu iki köyü besleyen su kaynaklarının “yüksek arsenik” içerdiğini keşfetti! Yani yüzlerce yıldır yöre insanları tarafından kullanılan ve devletin koruma altına aldığı bu su kaynaklarının, içme suyu olarak “uygun olmadığını” söyledi. Çanakkale Valiliği de bunun üzerine Şubat 2016’da Kestanelik tepesiyle ilgili bulunan “koruma alanı” statüsünü kaldırdı ve bölgeyi “siyanürlenme alanı” ilan etmiş oldu.

HALKIN SUYU MADENE TAHSİS EDİLDİ

Madenin siyanürleme ve bilumum kimyasal işlemleri için ihtiyaç duyduğu çok büyük miktarlarda su ise Lapseki Belediyesi’nden sağlanıyor. Lapseki’nin AK Partili Belediye Başkanı Eyüp Yılmaz örnek bir belediyecilik hizmeti vererek Lapseki’nin suyunu madene tahsis etti.

Lapseki Belediyesi’yle yapılan anlaşmaya göre maden, belediyenin su kuyularından saniyede 40 litre su alacak. Yani dakikada 2400 litre. Bir saatte 244 bin litre. Bir günde 3 milyon 456 bin litre. Bir ayda 103 milyon 680 bin litre. Bir yılda 1 milyar 244 milyon 160 bin litre. Ama madene bu kadar su da yetmeyebilir. Maden tedbirini baştan düşünmüş, DSİ’yle de ayrı bir anlaşma yapmış ve acil durumlarda yani gerek gördüğünde sondaj kuyuları açarak yeraltı sularını da diğer bütün benzer madenlerde olduğu gibi kullanabilecek. Zaten köylerin su kaynaklarının üstüne oturmuş bir madenden söz ediyoruz. Yani bölgenin suları, siyanürlü madene feda olsun. Ancak kendi kuyularına maden şirketine tahsis eden Lapseki Belediyesi bir süre sonra su sıkıntısı çekmeye başladı.

MEYVE AMBARINA SİYANÜR DARBESİ

Meyve ambarı olarak bilinen ve kiraz, şeftali, elma, armut gibi envai çeşit meyvelerin yetiştiği bölgeyi besleyen Bayramdere Barajı’nın hemen dibine bugün İKİNCİ SİYANÜRLÜ MADENİN AÇILMASI, ormanların kesilmesi akılla, mantıkla izah edilebilir gibi değil. Birincisi zaten çok ağır bir karar. İkincisi ise ölüm fermanı. Şahinli ve Kocabaşlar köyleri Nurol’un ilk siyanürlü madeninden sonra su sıkıntısı çekiyor. Madenin atıklarını bölgedeki derelere, çevredeki barajlara ve Marmara Denizi’ne döküyorlar. Siyanürlü maden, Lapseki ve Çardak’ı besleyen içme ve sulama barajı Bayramdere’yi tehdit ediyor. Şimdi ikinci bir maden daha açılmak isteniyor. Bölge ayrıca deprem fay hattında !

YAŞANAN EKOKIRIMDIR

Bugün Türkiye’nin dört bir köşesinde bu türden vahşi madencilik olayları yaşanıyor. Ülkeyi yönetenler bu ülkenin dağlarını, ormanlarını, yaylalarını-meralarını, su kaynaklarını “meta” olarak görüp satılığa çıkarmış durumda. Bunu da millete “iş-istihdam-ekonomi” diye pazarlıyorlar. Onların “iş” dediği milletin köylerinin yerle bir edilmesi. Onların “istihdam” dediği içindeki milyonlarca canlıyla birlikte yüz binlerce ağacı bir çırpıda kesilmesi. Onların “ekonomi” dediği ise yaylaların-meraların ve su kaynaklarının acımasızca zehirlenmesi. Bunun adı “ekonomi” değil olsa olsa “ekokırım” olabilir.

Yazımızı bir soruyla bitirelim: Çanakkale milletvekilleri ne yapar? AKP veya CHP ayrımı yapmıyorum. AKP’li Bülent Turan ve Jülide İskenderoğlu ile CHP’li Muharrem Erkek ve Özgür Ceylan sorum sizlere…

Yazar Hakkında

İbrahim Gündüz: 18 Aralık 1965 yılında Ünye’de doğdu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Gazeteciliğe 1987 yılında stajyer olarak girdiği Güneş gazetesinde başladı. Gece muhabiri, belediye muhabiri, siyasi parti muhabiri, diplomasi muhabiri ve parlamento muhabiri olarak görev yaptı. Kanal D Parlamento Muhabiri olarak çalışırken, artık kendisi için bir çalışma ortamı kalmadığını düşünerek 2018 yılında görevinden ayrıldı. Türkiye’deki vahşi, kimyasal, yıkıcı ve talancı madenciliği anlatan “Altın Ölüm” ve “Altın Girdap” kitaplarını yazdı. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zuhal Yeşilyurt Gündüz’le evli, Aşkın ve Barış adında iki çocuk babası.

İbrahim Gündüz
İbrahim Gündüz
18 Aralık 1965 yılında Ünye’de doğdu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Gazeteciliğe 1987 yılında stajyer olarak girdiği Güneş gazetesinde başladı. Gece muhabiri, belediye muhabiri, siyasi parti muhabiri, diplomasi muhabiri ve parlamento muhabiri olarak görev yaptı. Kanal D Parlamento Muhabiri olarak çalışırken, artık kendisi için bir çalışma ortamı kalmadığını düşünerek 2018 yılında görevinden ayrıldı. Türkiye’deki vahşi, kimyasal, yıkıcı ve talancı madenciliği anlatan “Altın Ölüm” ve "Altın Girdap" kitaplarını yazdı. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zuhal Yeşilyurt Gündüz’le evli, Aşkın ve Barış adında iki çocuk babası.

━ bu yazardan

Neye ve neden karşıyız?

Son zamanlarda doğanın yağma-talanına karşı çıkan haberler ve yayınlar yapan arkadaşlarımızın zaman zaman kullandığı bir cümle var: “Madenciliğe karşı değilim ama Batı’daki gibi yapılsın…” Madenciliğin...

Finale kalkan uçak

Osmaniye’de üç öğrenci BİR TABLDOT YEMEĞİNİ birlikte yiyor… Eskişehir’de 6 yaşındaki Elif AÇLIKTAN...

‘Buray’ ve Recep İvedik’ talana karşı

Kim tutar köklerimi? Sarıp besler toprak gibi Kim verir sana nefes? Dalındaki yaprak...

Altın Madencileri Başkanı Mehmet Yılmaz’a cevabımdır

Adına “Altın Madencileri Derneği” denilen, gerçekte Türkiye’nin yaylalarını, meralarını, ormanlarını, köylerini ve...

Murat Dağı, siyah akan Gediz, türbana yasal düzenleme ve öldürülen çevreciler

25 Ekim 2022 Salı günü Birgün Gazetesi’nde dikkat çeken bir haber yayınlandı. Murat...

“KADER”

Yine “kader” yine “fıtrat” dediler… 20 yıldır dedikleri gibi… Sayıştay raporunda bile açık...

Sorumlunun olmadığı bir ülkede adına ‘kaza’ denilen katliamlar

Takvimler 20 Ağustos 2022’yi gösterirken, Gaziantep’te ve Mardin’de katliam gibi iki kaza...

Barselona’nın balıkları ve Toros Dağları

2010 yılı Temmuz ayında eşim Zuhal’le birlikte Barselona’nın ünlü Rambla bulvarından yürüyüp...

Bir bakanın altın rüyası ve Örencik’ten yükselen çığlık

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank… Sık sık altın madenlerini ziyaret ediyor…...

Neoliberal talana karşı direniş: Siyanürlü altın madenciliği, vahşi madencilik ve kaçınılmaz mücadele

Milletvekilleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, şirket ve bakanlık yetkilileriyle birlikte bir salona...

Sezgin Baran Korkmaz, 234 milyar dolarlık kara para ve Magnitsky Yasası

Sözcü Gazetesi’nde Uğur Dündar yazdı… ABD Adalet Bakanlığı 2019 yılında Türkiye’den Sezgin Baran...

‘Bob’ Hasan, Veysel Eroğlu ve Yağmalanan Türkiye

Endonezya’daki takma adı Mohamad “Bob Hasan”dı. Java'ya taşınan Çinli bir tüccarın oğlu...

━ son bir haftada

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz