16.8 C
Ankara

Türkiye’de Kürt Sorunu ve Çözüm Tartışmaları

Paylaş:

Garê operasyonuyla Kürt sorunu tekrar gündemin ana meselesi haline geldi.

Türkiye’de Kürtler uzun süre devletin gözünde yok kabul edildi, hatta etnik olarak Türk oldukları ileri sürüldü.

Peki devletin Kürtlerin Türk olduğuna dair tezi neydi?

Kürtlerin Türk olduğuna dair tezi şöyleydi:

Bir yanlış algılamadan dolayı Türk olan Kürtler dağda kurumuş karda yürürken ayaklarından çıkan “kart-kurt” sesi nedeniyle yanlışlıkla kendilerine Kürt demişler. Aslında Kürtler öz be öz Türk’tür.

Tabi bu tez 1990’lara dek devlet tarafından yarı resmi nakledildi, fakat bu uydurma tez tutmayınca da devlet Kürtleri kabul etme noktasına geldi.

Uzun bir süre Türkiye’de hangi hükümet iktidara gelirse gelsin hükmeden tek bir organ vardı; o da orduydu. Fakat, Türkiye’de 12 Eylül 1980’den sonra darbenin gölgesinde kalan hükümetler iş başına geldi.

1984 yılında PKK tarafından başlatılan silahlı mücadele ise Kürtlerin Türkiye’deki geleneksel algılanmasında değişime yol açtı.

Cumhurbaşkanı Turgut Özal, bizzat PKK’nin silahları susturması için haber gönderdi. PKK tarafından ilk kez 1993 yılında ateşkes ilan edildi.

Başbakan Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ile birlikte 1991 yılında Diyarbakır başta olmak üzere bölge gezisinden döndükten sonra Kürt realitesini tanımıştı. Demirel bunu şöyle ortaya koyuyordu:

Bu devlet Türk ırkından gelen insanlar tarafından kurulmuştur, diğerleri ikinci vatandaş değildir. Beraber kurmuşuz, kader birliğimizi rıza ile kurmuşuz. Biz-siz diye bir şey yok hepimiz varız. Hepimiz varsak, buradaki insana yani Kürtçe konuşan, ‘Kürt asıllıyım’ diyen insana da ‘Kürt kimliği’ diyoruz. Artık buna karşı çıkmak mümkün değildir… Yani Kürt realitesini Türkiye tanıyacak, ki tanımıştır ve bana göre son bir senenin en önemli olayı odur.” (Eyyüp Demir, Yasal Kürtler HEP’ten HDP’ye Kürt Siyaseti, Ütopya Yayınları)

Türkiye’de ilk kez bir başbakan üst perdeden “Kürt realitesi”ni tanımıştı.

Özal’ın ölümünden sonra cumhurbaşkanlığı koltuğuna Süleyman Demirel geçince, Demirel’in yerine de Tansu Çiller başbakanlık koltuğuna oturdu.

Çiller de İspanya dönüşünde Kürt sorununun çözümü için “Bask Modeli”ni öne sürdü.

Dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, Çiller’in bu açıklamasına sert tepki gösterince Çiller büyük bir hızla çark etti.

Bu gelenek diğer başbakanlar tarafından da sürdürüldü. Çiller’in yerine Başbakan olan Necmettin Erbakan, bizzat yazar İsmail Nacar’ı görevlendirerek “Arabulucu Model”i önerdi.

Yeni hükümetin Başbakanı Mesut Yılmaz ise, Diyarbakır dönüşünde “Avrupa Birliği’nin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyerek Kürt sorununu kabul ediyordu.

Yıllar sonra AKP kuruldu ve Genel Başkanlığına da Recep Tayyip Erdoğan geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 24 Aralık 2002 yılında Rusya gezisinde bir işçinin Kürt sorunu konusundaki sorusuna, “Türkiye’de Kürt sorunu yok. Sorun var diye inanacaksan sorun olur, yok dersen sorun ortadan kalkar” diyerek bu sorunu yok saymıştı.

2005 yılında ise Erdoğan, Diyarbakır’da “İlla ad koyalım’ diyorsanız Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepimizin sorunudur. Benim de sorunumdur…” diyecektir.

Bu süreç bir dizi gelişmelerden sonra “Çözüm Süreci”ne dek vardı. Ancak Erdoğan 2002 yılına tekrar dönerek “Kürt sorunu yok” deme noktasına geldi.

Kürt sorunu var-yok, yok-var ikilemi artık Türkiye’nin klasik Kürt sorunu siyasetine dönüşmüş durumda.

Bugüne dek başa gelen hükümetler Kürt sorununun siyasal yollarla çözümünü düşündüklerinde ‘var’ demişler, sorunu silahlı yollarla çözmek istediklerinde de ‘yok’ demişler. Devletin bu var yok metodu bilinmeyenleri çok olan bir denklem gibi sürüp gitmekte.

Eyyüp Demîr kimdir?

Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünü bitirdi. Özgür Üniversite’de sanat ve estetik dersleri verdi. 1994 yılında gazeteciliğe başladı ve halen gazetecilik yapıyor. Çeşitli televizyonlarda yapımcılık, sunuculuk ve temsilcilik görevinde bulundu. Yazarın kaleme aldığı ilk kitabı ‘Estetik’ ile birlikte toplamda 7 kitabı bulunuyor.

Eyyüp Demir
Eyyüp Demir
Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünü bitirdi. Özgür Üniversite'de sanat ve estetik dersleri verdi. 1994 yılında gazeteciliğe başladı ve halen gazetecilik yapıyor. Çeşitli televizyonlarda yapımcılık, sunuculuk ve temsilcilik görevinde bulundu. Yazarın kaleme aldığı ilk kitabı ‘Estetik’ ile birlikte toplamda 7 kitabı bulunuyor.

━ bu yazardan

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Zülfü Livaneli mi?

Cumhur İttifakı ile Milet İttifakı arasındaki en çekişmeli konuların başında muhtemel cumhurbaşkanı...

‘Andımız’ acaba ‘Sonda Me’ Olursa CHP ve MHP ne hisseder?

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Danıştay 8. Dairesi’nin Öğrenci Andı’nı kaldıran Milli...

Devlet Bahçeli’nin Kürtçülüğe katkıları!

Günümüzde Türk milliyetçiliğinin öncü aktörü konumunda olan MHP lideri Devlet Bahçeli’dir. Bahçeli,...

AKP’nin aynı gün içindeki farklı iki eylem planı

AKP Genel Başkanı/Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2 Mart günü “İnsan Hakları Eylem...

Ankara’daki siyasi trafik ve HDP’ye dönük nezaketsizlik

Trafik deyince hemen herkesin aklına İstanbul’daki araç trafiği gelir, fakat son dönemlerde...

Erdoğan Hep Başbakan Başbakan Hep Erdoğan

Süleyman Demirel 1965-1993 tarihleri arasında yedi farklı hükümette toplam 10 yıl 5...

Akademia’dan Üniversite’ye Bir Yolculuk-2

Bir önceki yazımızda “Tarihe Tanıklık Eden Akademia’nın Gelişimi” başlığı altında bu kurumsal...

Akademia’dan Üniversite’ye Bir Yolculuk (1)

Geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesi'ne Cumhurbaşkanı kararnamesi ile rektör atanmasına tepki gösteren ve...

‘Çanak Çömlek Mahkemesi’

Eyyüp Demir Yazının başlığına bakarken tebessüm etmemek elde değil. Hemen söyleyeyim,...

‘Suskun kadın davası’ ve kadın cinayetleri

Eyyüp DEMİR Her yıl kendine özgüdür, bazı yıllar insan belleğinde anımsamayı...

━ son bir haftada

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz