Cumhur İttifakı ile Milet İttifakı arasındaki en çekişmeli konuların başında muhtemel cumhurbaşkanı adayı gelmektedir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şu ana kadar kendisini aday olarak açıklamasa da, Cumhur İttifakı’nın adayının Erdoğan olacağına kesin gözüyle bakılıyor.
AKP tarafından henüz yüzde yüz ortaya konulmasa da iktidarın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli açık bir şekilde Erdoğan’ın olacağını kamuoyuyla paylaştı.
Asıl kritik durum, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konusudur.
Daha öncesinde Abdullah Gül ismi gündeme gelse de, bunun tüm ittifak bileşenleri tarafından kabul görmemesi üzerine Gül ismi de gündemden düştü.
Şu an itibarıyla Kemal Kılıçdaroğlu hariç Millet İttifakı içinde yer alan genel başkanlardan hiç birinin aday olmayacağı da biliniyor.
Özellikle de İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in cumhurbaşkanı seçiminden sonra yapılacak ikinci bir genel seçimde başbakan olacağını açıklamasıyla cumhurbaşkanı adayı olmayacağı da aslında farklı bir dille deklere edildi
Millet İttifakı’nda adaylık konusunda geriye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kalıyor.
Kamuoyu yoklamalarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın isimleri her ne kadar önde çıksa da, gerek Kılıçdaroğlu gerekse de CHP yönetimi, bu iki ismin belediyedeki görevlerini sürdürmesi görüşünde.
Son dönemlerde hem Kılıçdaroğlu hem de Akşener’den sık sık duyulan söz şu, “Bizim adayımız yeni Cumhurbaşkanı olacak.”
Aslında bu ifadenin ardında Kılıçdaroğlu’nun da aday olmayacağının iması bulunmaktadır.
Peki bu durumda Millet İttifakı’nın adayı kim olacak?
Kanımca bu renk ortaya çıktı. Güçlü bir hikayesi olan, uluslararası bir karşılığı bulunan, toplumun hemen hemen her kesimi tarafından kabul görebilecek ya da görme ihtimali yüksek olan bir isim; yani müzisyen, yazar, senarist, yönetmen Zülfü Livaneli.
İlk başta aykırı gelebilir. Fakat üzerinde biraz düşünüldüğünde, son derece mantıklı gelmektedir. Zira Millet İttifakı’nın gerek koyduğu kriterler gerekse de aradığı özgün isim her şeyden önce Türkiye’yi uluslararası alanda temsil edebilecek, komşu devletlerle olan sorunları hafifletebilecek, Yunanistan gibi bir ülkeyle bile bunu sağlayabilecek, iç siyasetteki tansiyonu düşürebilecek, yönetimi devraldığında mutlak iktidara sevdalı olmayacak, geniş kitlelere hitap ederek Kürtlerin ve hatta muhafazakarın oyunu alabilecek biri tarif edilmekte.
Bunun kodları, kanımca Çankaya Belediyesi’nin 1. Çankaya Uluslararası Dostluk ve Barış Ödülü’nü Zülfü Livaneli ve Yunanistan’ın eski Başbakanı Yorgo Papandreou’ya verdikleri ödül töreninde gizlidir.
Bu töreni izlerken bir ödül töreninden daha çok şeyi kapsadığını hissettim. Özellikle Livaneli’nin hayatını konu edinen belgeselde, bir sanatçı kimliğinden ziyade aranan bir siyasi kişiliğin tanıtım toplantısı gibiydi.
Özellikle törende CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in bulunması bu kanımı daha da güçlendirdi.
Türkiye’de bu konuda bir çok tahmin yapılıyor, benim sezgilerim ise Millet İttifakı’nın adayının Zülfü Livaneli olduğunu söylüyor.