Başkan adayları sahne aldı…
Şu anda başkanlık görevini yürütenler yeniden aday…
Başarısız olanlar yeniden aday….
Çünkü koltuk tatlı…
Değişen ne olur ki…
Şu andaki federasyon başkanları da başkanlığa aday olanlar da Külliye’nin, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın kendisini istediğini her ortamda dile getiriyorlar…
Hatta geçmiş yıllarda birlikte fotograflarını sosyal medyada paylaşmaktan çekinmiyorlar…
Bunlar tam bir algı operasyonu…
Herkes iktidar tarafında…
İyi, güzel de…
Böyle bir seçim sistemi adil mi…
Bence hayır…
Danıştay yüzde 15’lik delege imzasıyla başkan adayı olma şartını ve ödenecek ücreti aykırı buldu…
10 federasyon genel kurul veya yönetim kurulu kararı alarak Danıştay’ın kararının geçerli olduğunu belirtti….
İsteyen aday olabilecek…
Ancak çoğu federasyon bu kararı uygulamıyor…
Yüzde 15 delege imzası alamayan ve belirlenen ücreti yatırmayan, aday olamıyor…
Bir anlamda seçme ve seçilme hakkına ambargo koyuyor…
Böyle bir uygulama olamaz…
Danıştay kararına 10 federasyon uyuyorsa, diğer federasyonlar da uymak zorunda…
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın da bu kararın uygulanması konusunda federasyonları uyarması gerekirdi…
Ama hak, hukuk, adaleti kendilerine göre uyguluyorlar…
Danıştay kararına uyulmuş olsaydı, görevde olan çoğu federasyon başkanı aday olsa bile seçilme şansları yoktu…
Danıştay kararına uymadıkları için devletten aldıkları maddi desteği seçim için kulüplere ve delegelere akıtıyorlar…
Bu, tam bir adaletsizlik; eşit şartta yarış değil…
Haydi diyelim ki…
Danıştay kararına uyulmadı…
Öyle ise…
Başkan adaylarının, yönetim kurulu üyeleri birinci derecede yakınları olmak üzere mal varlıklarını belirten belgeyi Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ibra etmeleri gerekir..
Bakalım kim fahri görev yapıyor veya yapmaya talip…
Federasyon Başkanlığı görevi ile zengin olan öyle başkanlar var ki…
Bir araştırılsın…
Neler çıkar neler…
Kimse buna cesaret edemiyor…
Edemez de…
Hepsi zincirin bir halkası…
Başkanlık koltuğunda oturan ve bu koltuğa talip olanlar…
Siyasi güçle değil, kişiliğiniz ve spor adamlığınızla bu göreve talip olunuz…
Şöyle bir şeyi de yaşadık..
“Beni Külliye, bakanlık istiyor” diyenlere…
Bunu yabilir miyiz dediğimizde…
“Aman ha, yazmayın” diyorlar…
Öyle ise bu algı operasyonu ile başkanlık görevinde bulunan, yeniden aday olan ve başkan adaylığı için ortaya çıkanların Türk sporuna değil kendisine faydası olur…
Bir siyası partinin il başkanının peşinde koşanlardan Türk sporuna fayda gelmez…
Kim kazanırsa kazansın…
Bu seçime itiraz yapıldığı takdirde…
İptal edilir..
Çünkü adaylar aynı şartlarda yarışmıyor…
Yazar Hakkında:
Ali Erdoğan kimdir
1952 Divriği Gürpınar köyünde doğdu. Ortaokulu İstanbul’da, liseyi Sivas ve Ankara’da bitirdi.1973 yılında Yeni Halkçı’da gazeteciliğe başladı. Daha sonra Yeni Ulus, Yenigün, Olay gazetelerinde mesleğe devam etti.1980’de Hürriyet Gazetesi Spor Servisi’nde, 1990’da Günaydın Gazetesi’nde çalıştı; 1995’de de Evrensel Gazetesinin kuruluşunda yer aldı. Siyah-Beyaz Gazetesi’nde kısa bir çalışmanın ardından, 2001’de Sabah Gazetesi’ne geçti.15 yıl bu gazetede spor yazarlığı ve spor servisi şefliği yaptı. Daha sonra geçtiği Sözcü Gazetesi’nde de 11 ay spor yazarlığı yaptıktan sonra görevine son verildi. Meslekte 47’nci yılını dolduran Ali Erdoğan emekli ve sürekli basın kartı sahibi. Evli ve bir oğlu var.