20.3 C
Ankara

10 Ekim Katliamı 7. Yıl anması: ‘Nereye giderseniz gidin elimiz yakanızda’

-

PAYLAŞ:

“Emek, Barış, Demokrasi” mitingi için Ankara’ya gelen, ancak IŞİD’in düzenlediği canlı bombalı saldırı ile katledilen 103 kişi, katliamın 7. Yılında, Ankara Garı önünde, karanfillerle anıldı. Anmaya katılmak isteyenlere polis müdahale edip, geniş katılımı engellerken, oğlu Korkmaz Tedik’i kaybeden anne Zöhre Tedik, kendilerini engellemek isteyen polislere tepki gösterdi. Tedik katliamcılara, “Nereye giderseniz gidin elimiz yakanızda” diye seslendi.

‘BİZ CANLARIMIZ İÇİN BURADAYIZ’

10 Ekim 2015’te meydana gelen ve 104 kişinin ölümüne, yüzlercesinin yaralanmasına neden olan Ankara Gar Katliamı’nın 7. Yılında, katliamda kaybedilenleri anmak için sabah saatlerinden itibaren Gar önüne gitmek isteyenler polis engeliyle karşılaştı. Polis Gar ve çevresini adeta abluka altına alırken, Tandoğan tarafından alana girmek isteyenlerle zaman zaman gerginlikler yaşandı. Ailelerin bile içeri girmesine zorluk çıkartan polis, pankart açılıp, slogan atılmasına da engel olmak istedi. Ancak aileler, “biz kaybettiğimiz canlarımızı anmak için buradayız” diyerek ısrar etti.

Gar önüne kadar, kaybedilenlerin fotoğraflarının yer aldığı, “10 Ekim’i unutmadık” yazılı pankart ile, alana giren aileler “10 Ekim’i unutma unutturma”, “Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Katil IŞİD işbirlikçi AKP” sloganları attı.

Anmaya, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, CHP Milletvekilleri Veli Ağbaba, Murat Emir, Ali Mahir Başarır, Kani Beko,Yıldırım Kaya, HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, Ali Kenanoğlu, Murat Çepni, Mahmut Toğrul ve TİP Milletvekili Ahmet Şık’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda politikacı, milletvekili ile emek ve meslek örgütü temsilcileri de katıldı.

Gar önünde, katliamın yaşandığı alanda katledilenlerin fotoğraflarının bulunduğu pankart arkasında toplanan aileler ve katılımcılar, sloganlarla katliama tepkilerini gösterdiler.

KATLEDİLENLERİN İSİMLERİ TEK TEK OKUNDU: ‘YAŞIYOR’

Katliamda kaybedilen 103 kişinin ismi okunarak, “Yaşıyor” sloganı ile yanıt verildi. Katliam saati olan 10.04’te ise Korkmaz Tedik’in babası Erdoğan Tedik, 10 Ekim katliamında yaşamını yitirenler ve emek, barış, demokrasi mücadelesinde kaybettikleri tüm devrimciler için saygı duruşu çağrısı yaptı.

10 Ekim Barış Derneği Başkanı ve katliamda ölen avukat Uygar Coşgun’un eşi Mehtap Sakinci Coşgun, 84 aydır kendileri ile birlikte yürüyen ailelere ve kurum temsilcilerine seslendi. “Konuşmakta en çok zorluk çektiğimiz bir ayda, Ekim ayındayız. 10 Ekim’de, hem de 10.04’teyiz. Katliam mahallindeyiz. Biz 7 yıl öncesini, şu dakikaları tahayyül edemiyoruz. Tahayyül ettikçe de konuşmakta zorluk çekiyoruz” diyen Coşgun konuşurken, annelerin gözyaşlarını tutamadıkları gözlendi.

‘HER AYIN 10’UNDA BURADA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Az önce yaşadıkları engellemelere de tepki gösteren Coşgun, “Her yıl burada acımıza saygı duyulması için emek harcayarak bu anmayı gerçekleştiriyoruz. Her ayın 10’unda buraya geliyor, bağırıyoruz. Diyoruz ki, ‘adalet’. Biz gerçek katiller yargılanıncaya kadar adalet demeye devam edeceğiz. Burada gerçek bir anıt gelinceye kadar biz her ayın 10’unda burada olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Polisin engelleme ve anmaya katılmak isteyenlere müdahalesini de kınayan Coşgun şunları ifade etti:

GÖZALTI VE İNSANLIK DIŞI UYGULAMA

“Az önce polis müdahalesi ile tüm anma program ve kapsamını Ankara Valiliği ile paylaşmamıza rağmen, bir anmaya kimler katılır, kimler katılmaz, buna polis mi, valilik mi karar verir noktasında, Türkiye’nin en büyük sivil katliamında açıkça ayrımcılığa uğradık. Sadece ayrımcılık değil, çok ciddi bir polis müdahalesiyle karşı karşıya kalan, yaklaşık yirmi gözaltının olduğu ve bu gözaltının da insanlık dışı uygulama oldu.

Canı yanan insanlar anma yapmak isterken dışarıda arkadaşlarımızın darp edildiği, karga tulumba yerlerde sürüklendiği bir süreçte gerçek anma yapmış olmuyoruz.

7 YILDIR BU İNSANLAR NASIL DAYANDI?

‘Bu insanlar 7 yıldır nasıl dayandı?’ sorusunu eminim ki basın çok merak ediyordur. Biz, sanki dün katliamlar yaşanmış gibi, cenazelerimizi dün toprağa vermiş gibi o duygudan kurtulamamış insanlar olarak her şeye katlanarak 84 aydır adım atamamın utancı içerisindeyiz. Biz Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, ‘biz sanki bu ülkenin vatandaşı değilmişiz’ gibi gösterdiği muamele ile adalet isteyen babanın dışarı çıkartılmak istendiği mahkemenin yaptığı yargılamalarla karşı karşıya kalan insanlarız. En fazla istediğimiz şey ‘adalet’. Biz tek başımıza yas tutmak istemiyoruz. Biz kimsesiz yas tutmak istemiyoruz. Bu yüzden bütün platformlarda 10 Ekim katliamının bu ülkenin mihenk taşı olduğunu bilen bizler olarak bu farkındalığın yükseltilmesi gerektiğini düşünüyorum. Biz bugün Ankara’nın gündeminde değiliz. Başkent Farkındalık koşusu varken, bir izin verildiği ölçüde, talimatlandırıldığı üzere bir avuç insanla anma yaptırılmak isteniyor.

Her zaman olduğu gibi biz eşitsizliğe, haksızlığa ses çıkartıyoruz. Biz adaletsizliğe ses çıkartıyoruz. Ankara katliamı kapsamında gelmeyecek adaletin kimseye gelmeyeceğinin de altını çizmek istiyoruz.”

KATLEDİLENLERE SESLENDİ: BİZİ BAĞIŞLAYIN

Katliamda yaşamını yitirenlere de seslenen Coşgun, “7. Yılına girdiği bu günlerde bizi bağışlayın. Yedi yıl sonra getirttiğimiz mücadele için, sizin kemiklerinizi sızlattığımız için bizi bağışlayın.”

SORUMLU SİYASETÇİLER YARGILANANA KADAR

Daha sonra kurum başkan ve temsilcileri söz aldı. KESK Eş Genel Başkanı Şükran Yeşil iktidarı eleştirdiği konuşmasında şunları söyledi: “7 Haziran- 1 Kasım döneminde iktidar öyle bir kan, öyle bir talan politikası yürüttü ki barbar IŞİD militanlarını bu ülkede besledi. O besledikleriyle bu ülkenin demokrasi mücadelesi yürütenlere saldırı planladı. O dönem konuşmayanlar, bu katliama zemin hazırlayanlar bugün firari olan sanıklar veya tutuklu olanlar değildir sadece. Sorumlu siyasetçiler yargılanana kadar mücadelemize devam edeceğiz.” dedi.

‘KİMSE YENİDEN BOMBALARDAN MEDET UMMASIN’

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da şunları dile getirdi: “Bugün 10 Ekim. Her yıl adlarını saymaktan bıkmadan usanmadan bir araya geldiğimiz gün. Yedi yıl önce, Türkiye’nin seçime gittiği süreçte Ankara’nın göbeğinde toplanacak milyonların barış demokrasi çığlığı çok önemliydi. Yüz binlerce yürek Ankara’da tek yürek tek ses olduğunda bu ülkenin kaderini değiştiren bir irade ortaya koyacaktı. O nedenle iki canlı bombayla cesaretimiz, geleceğe dair umudumuz kana bulandı. 10 Ekim’i kana bulayanları, azmettirenleri gerçek bir yargılama gerçekleşene kadar asla unutmayacağız. Bugün yine seçime gidilen süreçte hiç kimse katliamlardan, bombalardan medet ummasın. Aklınızdan bile geçirmeyin” diye konuştu.

10 EKİM ANIT PROJESİNE VALİLİK ENGELİ

TMMOB Başkanı Emin Koramaz anıt projesi yaptıklarını, ancak valiliğin engeline takıldığını belirterek şunları söyledi: “10 Ekim’de acımızı yaşamamıza izin vermiyorlar. Canlarımızı anmaya izin vermiyorlar. Bu anıtın yeniden tasarlanması için yarışma gerçekleştirdik. Bu proje de valiliğin engeline uğradı. Valilik ağaçlara bile tahammül edemedi. Gençlik Parkı’na bir kısmını yerleştirdik.”

‘SAVAŞ SAĞLIĞA ZARAR VERİR’

TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut da şunları söyledi: “104 canımız Türkiye’nin dört bir yanından barış güvercini olarak geldiler. Onların demokrasi mücadelesini yükseltmek bizim görevimiz. Biz barışı savunuyoruz çünkü savaş halk sağlığına zarar verir. Biz elbette ki demokrasiyi savunacağız çünkü diktatörlük halk sağlığına zarar verir.”

‘HESAP SORANA KADAR MEYDANLARI DOLDURACAĞIZ’

Konuşmalar boyunca gözyaşlarını tutamayan, katliamda oğlu Korkmaz Tedik’i kaybeden Zöhre Tedik de yaptığı konuşmada, kendilerine alana girişlerinde zorluk çıkaran polislerin tutumuna tepki gösterdi. Zöhre Tedik şunları söyledi: “10 Ekim’de, burada anmaya müsaade etmeyen polis bizlerin alana gelmesini engelleyen sistem yıkılacaktır. Bu meydanda iki bomba patlatanlar da bizi bu meydana koymayanlar da… ‘Korkmaz’ın annesiyim’ diyorum beş yerde arıyor. Sen benim oğlumu katlet, sonra sadece anmak için alana ‘parça parça girin ‘ diyor. Ben anneyim diyorum, ‘Seni arayacağım’ diyor. Söz, 104 canıma söz, biz katillerden hesap sorana kadar bu meydanlar dolacak. Nereye giderseniz gidin elimiz yakanızda olacak.”

20’YE YAKIN KİŞİYE GÖZALTI

Foto: Birkan Bulut (Evrensel)

Öte yandan polis aileler ve kurum temsilcileri dışında kimsenin alana girmesine izin vermedi. Girmekte ısrar eden gruplara biber gazı ile müdahale etti. Çok sayıda kişiyi gözaltına alan polis, Turkuaz renkli basın kartı olmayan gazetecileri de “gazeteci değilsiniz” diye alana almadı. Polis 20’ye yakın kişiyi gözaltına alırken, ters kelepçe uyguladı. Gözaltına alınanlar, sorgularının ardından serbest bırakıldılar.

━ diğer haberler

Memurlar.net’e kayyum atandı!

Her gün milyonlarca kamu personelinin ziyaret ettiği memurlar.net isimli internet sitesine, iki ortak arasındaki anlaşmazlık ve şirket hesaplarıyla ilgili usulsüzlük iddiaları nedeniyle kayyum atandı. Ankara...

MEB’nı Özer’e Dersim’de öğrencilere ajanlaştırma baskıları soruldu

Munzur Üniversitesi’nde okuyan öğrenciler İnsan Hakları Derneği Dersim Şubesi’nde kolluk güçlerinin ajanlık dayatmalarına karşı basın açıklaması yaparak aşağılayıcı ve onur kırıcı uygulamaların sonlandırılmasını istediler. HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü konuyu Meclis gündemine taşıyarak, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'e sordu.

Gazeteci Candemir’e Müzeyyen Senar davası:

"6-7 Eylül olaylarında Muzeyyen Senar vardı" diyen Gazeteci Oktay Candemir hakkında "Şahsın Aziz hatırasına hakaret" suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Candemir, soruşturma kapsamında emniyette ifade verdi.

10 Ekim’de katledilenler anıldı

Ankara Gar Katliamı’nda yaşamını yitiren 104 kişi için yapılan anmada, “İsyanımızı ve öfkemizi büyüterek burada olacağız” mesajı verildi.

6 yaşında ‘evlendirilen’ H.K.G.’nin ifadesi çıktı

6 yaşında 'evlendirilen'.' ifadesinde, "Çocukların evlenmesi normal sanıyordum; Wattpad'den tanıştığım bir abla, 'devlet seni korur' dedi, kaçtım" dediği ortaya çıktı. H.K.G evlendirildiği kişi ile ilgili de şunları söyledi: "Kadir İstekli, evlendiğimizi söyledi, 'bu oyun kimseye söylenmez' dedi"