12.8 C
Ankara

Uğur daha ne yapsın, bu uğursuz dönemde

Paylaş:

Hani Nazım’ın Varna’dan oğlu Memet’e seslendiği gibi bağırsam, karşıdan, karşı yakadan sesimi duyacak Uğur. Ama O’nun sesini duyan yok ne yazık ki…

Uğur’un köyü, köyümün tam karşısındaki dağların tepesinde.  İçinde her türlü yabani hayvanın bulunduğu, ceylanların koşuşturduğu; karaçam, meşe, ardıç, ıhlamur, kızılçam ağaçlarının arasında yemyeşil bir orman köyü…

Zordur dağ köyünde yaşamak. Hele de kışın…

Uğur’un ailesi de çocuklarının kendileri gibi zorluk içinde yaşamasına gönlü razı olmamış, “okusun da kurtulsun” istemiş. Uğur da öğretmenlik hayalini gerçekleştirmek için üniversitede sosyal bilgiler okumuş.

Sonrası malum, peş peşe KPSS’ye girmiş, bir gün atanırım umuduyla. Sözleşmeli öğretmenliğe başlamış, aldığı üç kuruş yetmemiş. Ataması yapılmayan 700 bin gencin bir çoğu gibi umudunu yitirmeye başlayınca köyüne geri dönmüş.

“Hiç olmazsa ailemle birlikte tarlalarımızı eker, hayvancılık yapar, geçinir gideriz” diye düşünmüş.

Dedik ya bu uğursuz dönem diye…

Meğer Kanadalı bir şirket gelmiş, bütün tarlaları satın almaya başlamış, satmak istemeyenleri korkutmuş. Altın varmış toprağın altında.

Bazıları sevinmiş, “topraklarımız değerleniyor, hem belki madende iş de verirler…”

Uğur anlatmaya çalışmış dili döndüğünce.

Yakında bu ağaçların hepsi kesilecek, bu topraklarda bir daha hiçbir şey yetişmeyecek. Ortada köy de kalmayacak. Altını ayrıştırmak için siyanür kullanılacak, hava da su da kirlenecek.

Uğur’un sesini duyan birkaç siyasetçi gelmiş köye… Bir iki açıklama o kadar…

Çok güçlüymüş şirket. Birçok yerde daha altın madeni işletiyormuş.

Arkasında da devlet varmış.

Çevredekiler gibi Örencik’te de çoğu köylü satmış tarlalarını. Uğur’un ailesiyle birlikte köyüne, toprağına, hayatına, yaban hayatına sahip çıkmak isteyen bir avuç köylü dava açmış, adaleti aramak için.

Derken, Cumhuriyet Bayramı’ndan bir gün önce, 28 Ekim’de yayımlanmış Resmi Gazete’de ‘Acele Kamulaştırma Kararı’…

Yani Cumhurbaşkanı imzasıyla, topraklarını satmayan köylülerin topraklarına şirket adına el konulmuş, kamu adına…

Madenin ruhsat alanı 21 bin 850 dönüm. İlk aşamada 6 bin 680 dönümlük alanda çalışmalar başlayacak. Binlerce ağaç kesilecek, binlerce ton dinamit patlatılacak, binlerce ton siyanür, sülfürik asit kullanılacak.

Sondaj çalışmalarına da çoktan başlamış şirket. Hani, Uşak’ta Kışladağ ve İzmir’de Efem Çukuru siyanürlü madenlerini işleten, Samsun’un Şahin Dağlarını, Erbaa ve Niksar’ın yaylalarına göz diken şirket…

Hemen 50-60 kilometre ileride, Sındırgı yolu üzerindeki tepeleri yok eden şirket…

“Bana ne Uğur’dan, bana ne Eğrigöz Dağı’ndan, Örencik köyünden” diyorsanız ben de hiç tanışmadım Uğur’la. Köyümün tam karşısındaki dağda olsa da ben de görmedim Örencik köyünü…

Çok uzak sorunlarmış gibi geliyorsa da büyük kentlerde yaşayanlara…

Üzgünüm, tehlike giderek yaklaşıyor.

Bu dağlar bölgeden geçen Simav ve Emet çaylarını besliyor. Bu iki çay Bursa’ya kadar, Susurluk Ovası’nı ve Mustafa Kemal Paşa’nın bereketli ovalarını sulayarak Karacabey’den Marmara’ya dökülüyor. Buralarda açılacak bir siyanürlü maden, sizleri besleyen ovaları, Marmara Denizi’ni de etkiliyor.

Bütün bunları boş verip, ”altın  ekonomimizi canlandıracak” diye düşünüyorsanız, çok uluslu şirketlerin çıkardıkları madenlerden kazandığının ne kadarını o ülkede bırakmak zorunda olduğuna bakın.

Daha iki gün önce pahalılığa, zamlara karşı sokağa dökülen Kazakistan’da ne kazandığına, orada ne bıraktığına bakın;

Bir de sokağa çıkmayı aklından bile geçirmeyenlerin 15 Temmuz görüntüleriyle tehdit ve teşvik edildiği Türkiye’ye…

Geçecek elbet bu uğursuz dönem…

━ bu yazardan

Kader Planı: Erdoğan’ın Ebced hesabı

Bekir Coşkun’a özlemle... Ah be Bekir Abim, Güzel Abim... İki yıl olmuş gideli... Daha çok erkendi...

Köyden indim Meclis’e

Son altı ayı doğup büyüdüğüm köyde geçirdikten sonra bir salı günü, yıllarca...

Gezi’deki bakan çocuğu…

Tam 9 yıl geçmiş aradan, Taksim'de yine benzer manzaralar. Yine polisin sert müdahalesi,...

Enerji şirketi sadece otopark işletirse

Halktan toplanan vergilerle kurulan devlete ait bir enerji şirketi, bir genel müdürü,...

Ekonomi tıkırında…

Ekonominin durumu malum. Dolar, Euro tüm baskılamalara rağmen yükselişte. Enflasyon desen TÜİK rakamları bile...

Yalamayın

Bir gazeteci, soru olup olmadığı belli olmayan cümlesine, “Millete sevdalı lider, millet...

Naskapital

Markette, tuvalet kağıdının bile 132 lira olduğunu görünce yaşadığım şoku atlatabilmek için...

Fahrettin Altun’un kardeşi de Federasyon yönetiminde

SimonKuper’in, 1994 yılında İngiltere'de yayımlandığında büyük ilgi uyandıran “Futbol Asla Sadece Futbol...

━ son bir haftada

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz