10.4 C
Ankara

Ekonomist Prof. Dr. Mustafa Durmuş: ‘İktidar ekonomiyi yönetme yetisini kaybetti’

-

PAYLAŞ:

Kübra KIRIMLI

Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olan enflasyon son 20 yılın zirvesinde seyretmeye devam ederken, 2022 yılının ilk üç çeyreğine ilişkin iktisadi büyüme rakamı açıklandı. TÜİK, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) yılın ilk çeyreğinde büyüme oranını yüzde 7,3 olarak açıkladı. Ekonomist Prof. Dr. Mustafa Durmuş ile açıklanan büyüme rakamlarını ve yüksek enflasyonu konuştuk. Prof. Durmuş, “Büyüyen bir şey varsa o da sermayedir, kârlardır. Bu büyüme toplumun bütününün refahını artıran bir büyüme değildir. Bu, mevcut gelir eşitsizliklerini ve yoksulluğu arttıran, işsizliği azaltmayan, istihdam yaratmayan daha da önemlisi enflasyonu körükleyen bir büyümedir” dedi.

‘BÜYÜME FİNANS VE BANKACILIK SEKTÖRÜNDE YAŞANDI’

İlk çeyrek büyümesinin asıl kaynağının finans ve bankacılık sektörü olduğunun altını çizen Prof. Durmuş: “Banka kredileri ve kredilerin arkasındaki sektör finans ve bankacılık büyüyor o da GSYH’yi büyütüyor, olan bu” dedi.

‘KREDİLERDEN KAYNAKLI PİYASADA PARA MİKTARI BOL’

Merkez Bankası’nın son Parasal Gelişmeler Raporu’na referans veren Prof. Durmuş, “Büyüme sürecinde ciddi bir parasal genişleme oldu” dedi. Prof. Durmuş, geçen yılın aynı dönemine göre M1 para arzında yüzde 85’ler civarında bir büyüme olduğunu da belirterek, “Yani piyasadaki para miktarı bollaşmış” dedi. Bu genişlemenin kredilerde de görüldüğünü belirten Durmuş, “Bu biraz da kredilerle de ilgili. Kredilere de baktığımız zaman finans dışı sektöre verilen kredilerin 1 yıl içerisinde yüzde 53 arttığını görüyoruz. Geçen yıl bu oranlar çok daha düşüktü. Yüzde 26’lardaydı. Hanelere verilen kredilerde de yüzde 20’lerin üzerinde bir artış söz konusu” dedi. Prof. Durmuş, bu sürecin bankaların kârlarını 16.4 milyar TL’den, 63.2 milyar TL’ye çıkarttığını, yani bankaların kârında yüzde 385 oranında artış olduğunu” söyledi.

Prof. Dr. Mustafa Durmuş

BU NASIL BİR BÜYÜME?

Böyle bir büyümenin sürdürebilir olmadığına da dikkat çeken Prof. Durmuş, “TÜSİAD’da dahil herkes bunun altını çiziyor. Bu sürdürülebilir bir büyüme değil. Kaynağı ağırlıklı olarak finans sektöründe ve bol kredilerle sağlanmış olan bir büyüme” dedi.

“Siyasal iktidarın içine girilen seçim sürecinde her ne olursa olsun ekonomiyi büyütmek, canlandırmak, böylece diğer sorunları bu büyümenin arkasına gizlemek gibi bir hedefinin olduğunu” tahmin ettiğini söyleyen Prof. Durmuş: ekledi: “Zaten iktidar blokunun başka seçeneği de kalmadı. Sadece yüksek büyüme rakamları ile her şeyin iyi gittiği algısı yaratarak tabanını korumaya çalışıyor.”

‘BÜYÜMENİN DE KAÇINILMAZ SONU ENFLASYON’

“Kredilerle ekonomiyi daha ne kadar ayakta tutabileceklerine” ilişkin de Prof. Durmuş, “belli bir süre daha tutabilirler. Tabii bunun kaçınılmaz sonucu yine bu kez daha yüksek enflasyon olur. Bu kez makro dengeler çok ciddi şekilde bozulur, ortaya bir enkaz çıkar” uyarısı yaptı.

EMEKÇİLERİN ALEYHİNE GELİŞEN BİR İKTİSADİ BÜYÜME SÖZ KONUSU

Prof. Durmuş, kimlerin bu büyümeden faydalandığını da şöyle açıkladı: “TÜİK’in geçen yıl açıkladığı büyüme rakamlarına baktığımızda işçilerin milli gelirden aldığı payın, yüzde 35,5’ten yüzde 31.5’e gerilediğini yani bu yıl 4 puan azaldığını görüyoruz. Sermayenin payı ise bu 1 yılda yüzde 41,7’den yüzde 47,6’ya çıkmış yani yüzde 5,9 puan artmış. Nitekim bu hafta yayımlanan ISO 500 raporu açıklandı. Firmalar karlarını ortalama yüzde 139 kâr artırmışlar. Yani sermaye büyüyor, kâr büyüyor, bu kesimlerin işleri tıkırında gidiyor. Ama emekçilerin refahı giderek azalıyor. Bu büyüme kısaca emekçileri daha da yoksullaştıran bir büyüme oldu. Dolayısıyla böyle bir büyüme toplumun büyük bir kesimi tarafından kabul edilebilir bir büyüme değil. Eşitsizlikleri ve yoksulluğu artıran, gelir dağılımını bozan ve en önemlisi işsizliği azaltmayan bir büyümedir” diyen Prof. Durmuş, “Ayrıca bu büyümenin itici gücü olan kredi genişlemesi enflasyonu patlatacak, yoksulluk daha da artacak.”

‘ENFLASYON YÜZDE 80’E DAYANDI’

Mayıs ayına dair 3 Haziran’da açıklanacak enflasyon rakamına ilişkin de Prof. Durmuş, “Enflasyon yukarı doğru çıkmaya devam eder” diyerek, Nisan ayındaki enflasyondan, 8-10 puan daha yüksek bir enflasyon beklediğini, böylece resmi enflasyonun Mayıs ayında yüzde 80’e dayanacağını“ söyledi.

‘İKTİDARIN BÜYÜME HIRSI DA ENFLASYONU TETİKLİYOR’

“Rakamın ne olduğu kadar, enflasyona neden olan etmenlerin devam edip etmediğine de bakmak gerektiğini” belirten Prof. Durmuş, enflasyonu yükselten faktörlere de şöyle değindi: “Merkez Bankası’nın rezervlerinin kalmaması, Ukrayna-Rusya savaşı, gıda ve enerji krizi, CDS’lerin 713’lere çıkması, dövizin yüksek olması ve ülkede devam eden istikrarsızlık bunların her biri ayrı bir neden. Ancak en önemli neden iktidarın izlediği faiz politikasıdır.” Prof. Durmuş ayrıca, iktidarın aşırı büyüme hırsı ile parasal kaynakları sonuna kadar kullanarak, kredileri çoğaltarak yoluna devam edeceğini ancak bunun da talep yönlü enflasyonu arttıracağını söyledi. İktidarın tüm bunları seçime yönelik olarak yaptığını ifade eden Prof. Durmuş, “İktidar seçime giderken daha fazla oy kaybetmek istemiyor. Oylarını arttırmak istiyor. Ancak bu süreç bir iki yıl öncesinde olduğu gibi değil. Çünkü halk gerçekten çok yoksul. Hanelere giren gelir çok düşük, buna karşılık yaşam maliyetleri çok yüksek olduğu için halk sadece ekonomik canlılığa bakmayacaktır diye düşünüyorum” dedi.

‘İKTİDAR EKONOMİYİ YÖNETEMİYOR’

Bu gidişatın ekonomiyi tam bir enkaza dönüştürebileceğine vurgu yapan Prof. Durmuş, kimi vatandaşların ‘Artık bir yerde duracak, hep böyle yüksek seyretmeyecek bu enflasyon’ beklentisine de şöyle değerlendirdi: “Elbet düşecek de neden olduğu hasar, tahribat ne olacak? Ayrıca kimse kısa vadede enflasyonun düşmesini beklemesin. Kaldı ki resmi olarak yüzde 70-80’ler, gayri resmi yüzde 100-150’lerde seyreden bir enflasyon nereye kadar, hangi sürede düşebilir ki? Merkez Bankası dahi bu yılın sonunda yüzde 50’nin üzerinde bir enflasyonu beklediklerini açıkladı.” İktidarın ekonomiyi yönetme yetisini bir süredir yitirdiğini de ifade eden Durmuş, “İktidar diyor ki hele şu politikayı bir deneyelim, tutmadı başkasını deneriz. Özetle ortada bilinçli, bilimsel yöntem ve bilgiye dayalı iktisat politikaları yok. Zaten uzun süre önce Merkez Bankası’na yapılan müdahalelerle para politikası araçlarının kullanımı imkânsız hale gelmişti. Bugün bunu telafi edecek politika araçları yok. İktidar açısından şapkadan yeni tavşanları çıkartmak her gün zorlaşıyor” diye konuştu.

━ diğer haberler

Memurlar.net’e kayyum atandı!

Her gün milyonlarca kamu personelinin ziyaret ettiği memurlar.net isimli internet sitesine, iki ortak arasındaki anlaşmazlık ve şirket hesaplarıyla ilgili usulsüzlük iddiaları nedeniyle kayyum atandı. Ankara...

MEB’nı Özer’e Dersim’de öğrencilere ajanlaştırma baskıları soruldu

Munzur Üniversitesi’nde okuyan öğrenciler İnsan Hakları Derneği Dersim Şubesi’nde kolluk güçlerinin ajanlık dayatmalarına karşı basın açıklaması yaparak aşağılayıcı ve onur kırıcı uygulamaların sonlandırılmasını istediler. HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü konuyu Meclis gündemine taşıyarak, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'e sordu.

Gazeteci Candemir’e Müzeyyen Senar davası:

"6-7 Eylül olaylarında Muzeyyen Senar vardı" diyen Gazeteci Oktay Candemir hakkında "Şahsın Aziz hatırasına hakaret" suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Candemir, soruşturma kapsamında emniyette ifade verdi.

10 Ekim’de katledilenler anıldı

Ankara Gar Katliamı’nda yaşamını yitiren 104 kişi için yapılan anmada, “İsyanımızı ve öfkemizi büyüterek burada olacağız” mesajı verildi.

6 yaşında ‘evlendirilen’ H.K.G.’nin ifadesi çıktı

6 yaşında 'evlendirilen'.' ifadesinde, "Çocukların evlenmesi normal sanıyordum; Wattpad'den tanıştığım bir abla, 'devlet seni korur' dedi, kaçtım" dediği ortaya çıktı. H.K.G evlendirildiği kişi ile ilgili de şunları söyledi: "Kadir İstekli, evlendiğimizi söyledi, 'bu oyun kimseye söylenmez' dedi"